Aytuğ Atıcı “referandum sürecinde Anayasa değişikliğinin getireceği olumsuzlukları halka anlatacağız”.

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, referandum öncesinde partiler ve siyasetçiler üzerinden değil, Anayasa değişikliğinin getireceği olumsuzlukları halka anlatarak ‘hayır’ kampanyası yürüteceklerini söyledi.

Atıcı, referandum kampanyasına hazırlık kapsamında yapılacak eğitim çalışmasına katılmak üzere geldiği Anamur’da CHP ilçe binasında partililerle bir araya geldi.

CHP Mersin milletvekilleri olarak 4 ayrı bölge belirleyerek çalışmalara başladıklarını ve partililerle birlikte mahalleleri gezeceklerini belirten Atıcı, “Vatanını, milletini, Cumhuriyet’i seven ve korumak isteyen herkesi çalışmamıza katılmaya davet ediyoruz. Bu kampanyada halkımızın karşısına CHP olarak değil, yurtsever insanlar olarak çıkacağız” dedi.

Atıcı, ‘hayır’ kampanyasını yürütürken partiler ve siyasetçiler yerine Anayasa teklifinin getireceği olumsuzlukların ön plana çıkarılacağını ifade ederek, şunları söyledi:

“Bu teklife neden ‘hayır’ dediğimizi ve anlatırken, 23 Nisan 1920’de saraydan alınarak halka verilen milli egemenliğin yeniden saraya verildiğini söyleyeceğiz. Bütün yetkilerin bir kişiye verileceğini, milletvekillerini onun belirleyeceğini, bakanları dışarıdan atayacağını ve en önemlisi meclisi istediği zaman feshetme yetkisine sahip olduğunu anlatacağız. Bir partinin genel başkanının tarafsız olamayacağını anlatacağız. Vergilerimizle oluşturulan bütçeyi tek başına kullanma yetkisine sahip olacağını anlatacağız. Başkanlık sistemiyle Türkiye’nin kanayan yarası olan terör, ekonomi ve işsizlik sorunlarının çözülemeyeceğini, bu teklifte bunlarla ilgili bir tek cümle dahi geçmediğini anlatacağız.”

Vatandaşlara Cumhuriyet ve devletine sahip çıkarak ‘hayır’ demesiyle Cumhurbaşkanı ve hükümetin değişmeyeceğini, sadece Anayasa teklifinin getireceği sıkıntılara karşı ‘hayır’ demiş olacaklarının anlatılması gerektiğini vurgulayan Atıcı, “Hiçbir lider dünyada baki değil. Sonra gelecek kişinin bu olağanüstü yetkilerle neler yapabileceğini düşünmeli, bunları vatandaşlarımıza anlatmalıyız” diye konuştu.

Atıcı, partili gençlere de seslenerek, “Sosyal medya üzerinden değil, sokağa çıkarak, komşumuza giderek, oturduğumuz sitedeki komşulara giderek insanlarla yüz yüze görüşmeliyiz. Kampanyamızı sosyal medya üzerinden değil birebir insanlarla görüşerek yürüteceğiz” şeklinde konuştu.

Partililerin sorularını da yanıtlayan Atıcı, ardından ilçe yönetimi ile birlikte esnaf ve bazı sivil toplum örgütlerini ziyaret etti.

Çalışmalara CHP Anamur İlçe Başkanı Ayhan Güven ve ilçe yöneticileri de katıldı.

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Türkiye Basın Yayın Meslek Birliği tarafından düzenlenen Mersin 2. Kitap Fuarı kapsamında Mersin Yazarlar Derneği (MEYAD) üyelerine kitaplarını imzaladı.

Atıcı, hem hekim kimliğiyle hem de milletvekili kimliğiyle bugüne kadar yazarı veya editörü olarak hazırlamış olduğu 13 kitap arasından halka yönelik olanlar “İçimdeki Hayat”, “İlk Yardım Uygulamaları” ve “Cezaevinde Çocuk Olmak” isimli kitaplarını Mersin Yazarlar Derneği’nin standında imzalayarak kitapseverlere hediye etti.

Kitapları hakkında bilgi veren Atıcı, İçimdeki Hayat kitabı ile gebe kadınların nasıl doğum yapacaklarını ve çocuklarına nasıl bakacaklarını anlattığını; İlk Yardım Uygulamaları kitabı ile ilk yardım konusunda Türkiye’de  büyük bir açığı kapatmayı amaçladıklarını; Cezaevinde Çocuk Olmak kitabı ile de hem çocuk hekimi, hem de milletvekili kimliğiyle cezaevlerinde yaşayan çocukların durumunu inceleyerek kitap haline getirdiklerini belirterek; vatandaşların kitaplara gösterdikleri yoğun ilgiden dolayı memnuniyetini dile getirdi.

Aytuğ Atıcı, “Bu kitap fuarı bizim ayağımıza gelen bir fırsat, Mersinlinin ayağına gelen hazinedir. Bütün vatandaşlarımızı fuarı ziyaret etmelerini ve dünyada ne olup bitiyor, kitaplara nasıl yansıyor görmelerini; bu temiz dünyaya adım atarak burada bilgi ve görgülerini de arttırmalarını ve hatta yazarlarla  temas ederek görüşlerini paylaşıp birlikte öğrenme işini yapmalarını diliyorum.” dedi.

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, TBMM’de Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde, hükümetin Tarsuslulara verdiği üniversite sözünün hangi aşamada olduğunu sordu.

Plan Bütçe Komisyonu Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde söz alan Aytuğ Atıcı, Tarsus’a üniversite kurulması için daha önce TBMM’ye kanun teklifi verdiğini belirterek; sonrasında hükümetin de konuyu gündemine aldığını, Bakanlar Kurulu tasarısı ile Milli Eğitim Komisyonuna gönderdiğini, ancak konunun komisyonda görüşülmeyerek tasarıdan çıkarıldığını hatırlattı.

Tarsus’a üniversite kurulması konusunun belirsizliğini koruduğunu ifade eden Atıcı, “Tarsus halkına üniversite sözü vermiştiniz. Merak etmeyin, yapacağız demiştiniz. Hükümetin Tarsus’a üniversite sözü ne aşamadadır” diye sordu.

Bütçe görüşmelerinde konu ile ilgili açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı, üniversite kurulması ile ilgili tasarının tekrar Meclis’e getirileceğini belirterek, “vazgeçilmiş bir durum değil, zamanını bekliyor. Biz ona “nasipse” diyoruz, nasip zamanını bekliyor.” dedi.

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Anamur’da İlçe Örgütü ile birlikte bir dizi ziyarette bulundu.

Atıcı, beraberinde CHP Anamur İlçe Başkanı Ayhan Güven, Belediye Meclisi Üyesi Ali İlhan Ayhan ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte geçtiğimiz günlerde vefat eden Anamur Sulama Birliği eski Başkanı Sinan Güzel ile Mehmet Akbaş ve M.Tevfik Kaya’nın ailesine taziye ziyaretlerinde bulundu. Heyet, CHP üyesi Mehmet Ali Özdemir’i de evinde ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Atıcı ve beraberindekiler daha sonra Ören mahallesinde hal esnaflarıyla ve üreticilerle bir araya geldiler. Esnafların ve üreticilerin sorunlarını dinleyen Atıcı, ardından kahvehaneleri de ziyaret ederek vatandaşlarla sohbet etti.

1/100 binlik Çevre Düzeni Planı’nın Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edilmesinin yankıları sürüyor.

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, TBMM’de yaptığı konuşmada bu konuyla ilgili şunları söyledi:

“Mersin tarihinin en kara günlerinden birini yaşadı. Adeta sırtından bıçıklandı. AKP’li ve MHP’li Büyükşehir Meclis üyelerinin oylarıyla Akkuyu Nükleer Santrali’nin işaretli olduğu plan malesef onaylandı. ‘Nükleer santrale karşıyım’ diyerek vatandaştan oy isteyenler ve seçilenler, kendilerini seçenlere verdikleri sözü bilerek ve isteyerek tutmadılar.

Sözünden dönenlere soruyorum: ‘Neden, ne oldu da sözünüzden döndünüz? Birşeylerden mi çekindiniz? Mersin’i ne için ateşe attınız?’ Mersin halkı sözünden dönenleri, kendine yapılan bu kötülüğü unutmayacaktır. Elbette hesabını soracaktır.”

TMMOB MMO Mersin 3. ve 4. Dönem Şube Başkanı Serkar Erkan da  yaptığı yazılı açıklamada seçmenlerin Büyükşehir Meclisi’ne verdiği yetkinin hükümete devredilerek sorumluluktan kaçılamayacağını belirterek, şunları kaydetti:

“Biz seçmenler, seçimlerde oy kullanma hakkımızı bir başkasına devredebiliyor muyuz? Bilimin yol göstericiliği esas alınmak yerine siyasi baskılara boyun eğildi. Mersin Büyükşehir Meclisinin AKP’li ve MHP’li üyeleri sorumluluktan kaçtılar. Hukuku arkadan dolanarak yetkilerini merkezi hükümete devrettiler. Bu anti demokratik bir karardır. Mersinli’lerin verdiği yetkiye ve güvene ihanettir. Atatürk ne demişti “Mersinli’ler Mersin’e sahip çıkınız!…”. “Birlikte yöneteceğiz” diyenler Atatürk’ün kemiklerini sızlattılar.

Mersinli’ler ve çocuklarımız, dünkü Büyükşehir Meclisindeki oylamada, “yetki devri için  kalkan elleri ve çekimser kalanları”  hiçbir zaman unutmayacak ve affetmeyecek.”

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, basında yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “dini cemaat ve tarikatlar buluşması” ile ilgili verdiği önergede, Türkiye’de faaliyet gösteren kayıtlı veya kayıtsız cemaat ve tarikatları Başbakan’a sordu.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, “FETÖ’nün dini istismar boyutu”nu masaya yatırmak üzere Türkiye’de bulunan tarikat ve dini cemaatleri bir toplantıya davet ettiği haberlerinin basında yer aldığını belirten Aytuğ Atıcı, buna rağmen Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesi “Duyurular” ve “Basın Açıklamaları” kısmında herhangi bir davet ve duyuruya rastlanmadığına dikkat çekti.

Dini cemaat ve tarikatların önemli bir kısmının yasal kayıt altında olmadığını, bazı dini cemaat ve tarikatların ise çeşitli isimler altında vakıf, dernek ve diğer sivil toplum kuruluşları olarak “usulen” kayıt altında olduğu ifade eden Aytuğ Atıcı, Diyanet’in davetleri hangi kıstaslara göre belirlediğini ve buluşmanın içeriğinin kamuoyu ile paylaşılmasının toplumsal barış ve yasalara uygunluk açısından önem arz ettiğini belirterek Başbakan’a şu soruları yöneltti:

1. Diyanet İşleri Başkanlığının dini cemaat ve tarikatları bir toplantıya davet ettiği doğru mudur? Doğru ise bu konuda kamuoyuna açık bir duyuru veya davet neden yapılmamıştır?

2. Diyanet İşleri Başkanlığının “dini cemaat ve tarikatlar buluşması” veya benzer başka adla düzenleyeceği “FETÖ’nün dini istismarı” konusunun tartışılacağı toplantıya, dernek, vakıf ve yasalara uygun olarak kayıtlı sivil toplum kuruluşları dışında hangi dini cemaatler veya tarikatlar davet edilmiştir? Henüz bir davet yoksa hangi dini cemaatler veya tarikatların davet edilmesi düşünülmektedir?

3. Türkiye’de dini amaçlarla bir araya gelen kayıtlı, kayıtsız kaç cemaat, kaç tarikat vardır? Bu dini cemaat ve tarikatların üye sayıları nedir?

4. Türkiye’de dini cemaat ve tarikatların sayısı ve üye sayıları bilinmiyorsa, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı veya başka bir kurum tarafından bu konuda herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır? Yapılıyorsa ne zaman başlatılmıştır? Sonuçları kamuoyuna açıklanacak mıdır?

5. Türkiye’de dini amaçlarla bir araya gelen kayıtlı, kayıtsız dini cemaat ve tarikatların para kaynakları bilinmekte midir? Para kaynakları kayıt altında mıdır? Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)’ın dini cemaat ve tarikatların para kaynakları ve para akışı konusunda herhangi bir çalışması var mıdır?”

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, bir kararname ile en kısa zamanda bütün tarikat ve cemaatlerin kayıt altına alınması ve eğitim kurumları ile yurtlarının devlete devredilmesi gerektiğini söyledi.

Atıcı, düzenlediği basın toplantısında AK Parti milletvekili Yalçın Akdoğan’ın ‘“Bu noktada diğer cemaatlerin müsterih olmasında fayda var. Bugüne kadar AK Parti bütün kesimlerin özgür bir ortamda güçlenmesi için elinden geleni yaptı, onlar bu sürecin muhatabı değildir. Buradaki bu hukuki sürecin muhatabı bu örgüt ve yandaşlarıdır’ sözlerini hatırlatarak şunları söyledi:

“Bu açıklama yaşanan sürecin temelinde yatan “cemaatlerin devlet içinde yapılanması” konusunun görmezden gelindiğini itiraf etmiştir. Nitekim içişleri bakanlığında kısa süre önce atamalarda cemaat savaşları basına yansımıştır. Cemaatin yerine başka cemaatler yerleşmeden devlet bilimsel kurallara, liyakate ve adalete bağlı kalarak boşalan yerleri doldurmalıdır. Liyakat liderin takdirini kazanmak değildir. Liyakat, cemaatten olmak, alnı secdeye varmak hiç değildir. Bu güne kadar liyakat yerine dini cemaatler referans alındığı için bu kanlı karanlık günlere geldiğimizi unutmamalıyız. İktidarın Allah ile aldatmanın aracı olmaması için acil önlemlerle tüm cemaat ve tarikatların kayıt altına alınması zorunludur. 40 yıldır devlet içinde dini özellikleri nedeniyle her yaptığına göz yumulan cemaatin sonuçta devleti istediği görüldüğüne göre diğer cemaatlerin buraya gelmeyeceklerinin garantisi yoktur. Aldatılmayı anlamak için 40 yıl beklemeyelim. “

En kısa zamanda bir kararname ile bütün tarikat ve cemaatlerin kayıt altına alınması gerektiğini ifade eden Atıcı, “Gelir kaynakları harcamaları ve üyelerinin şeffaflığı sağlanmalıdır. Fethullah cemaatine yapıldığı gibi diğer cemaatlerin de eğitim kurumları ve yurtları devlete devredilmelidir. Eğitim öğretim cemaat, tarikatların elinden alınmalıdır. Devlet kurumları dışında 18 yaş altı yurtlar kapatılmalıdır” diye konuştu.

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, “Barış ve kardeşlik ikliminin devamı için darbeye bulaşmayan kişilerin mutlaka korunması gerekir” dedi.

Atıcı, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanının ve hükümetin darbe girişimini eniştesinden ya da bir yakınından öğrendiği bilgilerini hatırlatarak, “FETÖ’cü olduğu iddia edilen 10 binlerce insanı elleriyle koymuş gibi bulmaları tırnak içinde takdire şayandır. El birliğiyle önlediğimiz darbe girişiminin ardından barış ve kardeşlik ikliminin devamı için darbeye bulaşmayan kişilerin mutlaka korunması gerekir. Kendilerini çok iyi gizleyebilen FETÖ’cüler şu anda Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin en güçlü destekçileri olabilirler” dedi.

Kamu kurum ve kuruluşlarında cemaat ile ilişkisi olduğu iddiasıyla tasfiye edilenlerin yerine sınavsız personel alınacağı iddialarını da değerlendiren Atıcı, “Böyle bir düşünce yoksa Hükûmetin bunu yalanlaması ve kamuya sınavla ve tarafsızlık ilkesinden ayrılmadan personel alacağını açıklaması gerekir” diye konuştu.

CHP Mersin Milletvekili ve Parti İçi Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, engelli veya bakıma muhtaç vatandaşların sağlık hizmetlerinde katkı payı ödememesi için hazırladığı Kanun Teklifini Meclis Başkanlığına sundu.

SGK’nın 76 milyon vatandaştan aldığı katılım payı ücretinin sağlık giderlerinin önemsenmeyecek bir kısmını oluşturduğunu ifade eden Aytuğ Atıcı, engelli veya yaşlı ve bakıma muhtaç birinin yılda en az 8,5 kez hastaneye gittiğini ve her gidişinde telefonla randevu parası yaklaşık 4 TL, devlet hastanesi katılım payı 5 TL, reçete parası 3 TL, üçten fazla kalem ilaç yazılırsa her ilaç için 1 TL, ayrıca yüzde 10 ilaç katılım payı ödenmek zorunda kaldığını belirterek, 2022 sayılı yasa kapsamında yaklaşık 217 TL yaşlılık aylığı alan birinin aylık maaşının yüzde 10-20’sini sağlık hizmeti katılım payı olarak devlete geri ödediğini söyledi.

Bu olumsuz tablonun ve ekonomik yükün engellilerin sırtından kalkması gerektiğini belirten Atıcı, “Bu kanun teklifi ile, yaşları ve sağlık durumları nedeni ile sıklıkla hastanelere gitmek zorunda olan; 2022 Sayılı yasadan faydalanan 65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz ve kimsesiz vatandaşlar ile yüzde 40 engelli vatandaşlarımızın sağlık hizmetleri katılım payından muaf tutularak, sağlayacakları tasarrufla yaşam kalitelerini yükseltmek amaçlanmıştır” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, seçim çalışmaları için geldiği Anamur?da yerel basını ziyaret etti.

Ziyaret saatlerinde meydana gelen Ankara olayları üzerine değerlendirmelerde bulunan Atıcı, Hükumeti ve istihbaratı eleştirdi, ?Bir ülkede istihbarat zayıflığı asla kabul edilemez. Milli istihbarat teşkilatı milli olmaktan çıkmıştır. Sen istihbaratsın senin işin ülkemi korumak için haber almak- haber toplamak mecburiyetindesin. Bu devlet bu konuda her türlü imkânı sana sağlıyor. Haber alamadın neden önlem almadın. Olayın arkasından konuşmak çok anlamlı değil ama önemli olan bu olayı önlemekti. Önleyemediniz. Şimdi hiç olmazsa faillerini bulun? diye seslendi. Atıcı, bilgi kirliliğine de dikkat çekti. ?Faili meçhul bırakırsanız bu işten hiç kimse kendini kurtaramaz. Şu yaptı bu yaptı şeklinde ciddi bilgi kirliliği var. Orada bir miting olacağını biliyorsun etrafta binlerce sivil polis olmasına, kameralarla çekilmesine rağmen. Birisi Cumhurbaşkanı hakkında bir tiwit attığı zaman yakalayıp içeri atacak kadar takip ediyorsun. Milyonlarca atılan tiwiti takip ediyorsun. Siyasi konuşma yapabilecek 80 milyon insan içerisinde birisi Cumhurbaşkanına küçücük bir laf söylese samanlıktan iğneyi bulup çıkarıyorsun içeri atıyorsun 1 ay önceden belli olan barış mitingi için tedbir almıyorsun. Şimdi de faillerini bulmuyorsun. Böyle bir saçmalık olmaz? diye konuştu.

Atıcı bu tür olayları yapanlara ve bu tür olaylardan medet umanlara da lanet okudu. ?Kim olursa olsun kandan beslenene lanet olsun. Bu saldırıyı yapanlar da yaptıranlar da insan değil. Bunlar insanlıktan nasibini almamış aşağılıklardır? dedi.

Bu seçimde birinci sıraya Türkiye?yi koyduklarını, 7 Haziran seçimlerinden önce ?yaşanacak bir Türkiye? olan slogandan yaşanan olaylar sebebiyle daha geri bir slogan olan ?önce Türkiye? sloganına geriledikleri söyledi.   Atıcı ?Bu sefer birinci sıraya Türkiye?yi koyduk. Önce Türkiye sloganı boş değil. CHP?nin sloganı gerilemiştir. ?Yaşanacak bir Türkiye? sloganından önce Türkiye sloganına gerilemek çok açı bir şeydir. Dört ay önce Türkiye var nasıl daha yaşanacak hale getirebiliriz peşinde koşarken 7 Hazirandan sonra birilerinin düğmeye basmasıyla oluşan tabloda ?önce Türkiye? demeye başladık. Yani Türkiye?nin de karışabileceğini ve çok büyük tehlikelere maruz kalabileceğini gördüğümüz için yaşanacak bir Türkiye?den bir adım geri geldik. Bizi bir adım geri getirdiler ve ?önce Türkiye? demek zorunda kaldık? ddiye konuştu.

Partizanlık yapmanın zamanı olmadığını da belirten Atıcı, ?bu aşamada partizanlık yapmak, diğer partileri suçlamak bizim işimiz değil. Biz diyoruz ki hangi partiye oy verirlerse versinler başımızın üstünde yerleri var. 1 Kasım?da Türkiye?yi kimin iyi yöneteceğine karar veriyorlarsa oyları oraya versinler. MHP?li MHP ?de kalabilir, AKP?li AKP?de kalabilir Tayyip hayranları hayranlıklarını koruyabilirler hiç mahsuru yok. Ama 1 Kasımda Türkiye?yi en iyi CHP?nin yöneteceğine inandılarsa dönsünler CHP?ye oy versinler. MHP?li kalmaya devam etsin CHP?ye oy versin. Tayyip?i sevmeye devem etsin CHP? ye oy versin. 1. Sıraya Türkiye?yi koysun? diye konuştu.