Eğitim Sen Anamur temsilciliği ve Sağlık Emekçileri Sendikası Anamur temsilciliğinden ortak basın açıklaması.
Eğitim Sen ve SES’ten yapılan basın açıklaması;
“BASINA VE KAMUOYUNA
Konfederasyonumuz 1 Ağustos’ta başlayacak olan Toplu Sözleşme görüşmelerine katılacak temsilcilerimizi 14 Temmuz 2023 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na (ÇSGB) bildirmiş, TİS teklifimizi ise 24 Temmuz’da yaptığımız basın toplantısının ardından bakanlığa teslim etmiştir.
İNSANCA YAŞAM-GÜVENCELİ İŞ- GÜVENLİ GELECEK İÇİN TALEPLERİMİZ
Öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki taleplerimiz İşyerlerinden, kamu emekçilerinden gelen taleplerin bir üründür. Bu nedenle her seferinde hazırladığımız teklifimizi önce teklifin asıl sahipleri olan kamu emekçileri ile paylaşmayı gelenek haline getirdik. Geçen hafta taleplerimizi kamu emekçileri ve halkımızla paylaştık. On binlerce imza ile destek bulduk ve topladığımız imzalarla birlikte taleplerimiz Eş Genel Başkanlarımızın temsiliyeti ile bugün TİS masasındadır. Teklifimiz altı ana başlıktan oluşuyor. Bunları sıralayacak olursak:
o Grevli Gerçek Bir Toplu Pazarlık-Toplu İş Sözleşmesi
o Yoksulluk Sınırının Üzerinde Ücret
o Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek
o Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı
o Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti
o Temel Gelir Güvencesi
Gerçek, evrensel bir toplu pazarlıkla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan mevcut toplu sözleşme sistemi devam ettiği sürece yaşadığımız sorunların çözülmesi mümkün değildir.
Bunun için biz KESK olarak öncelikle;
o 6 milyonu aşkın kamu emekçisinin ve kamu emeklisinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarını temel alan,
o İktidarın hem işveren olarak tarafı hem hakem olmadığı,
o Her sendikanın, konfederasyonun kendi üyeleri adına masaya oturabildiği,
o Kadın kamu emekçilerinin kendi talepleri ile masada temsil edildiği,
o Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu,
o Grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz.
Öte yandan ‘İlave seyyanen ödenek’ adı ile getirilen bu yeni ücret-maaş sistemi sadece en düşük maaşı alan kamu emekçisi değil tüm kamu emekçileri için geçerlidir. Dolayısıyla yıllardır ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması talebi yerine getirilmeyen kamu emekçilerine yaşatılan adaletsizlik ‘ilave seyyanen ödenek’ adı ile getirilen bu yeni ücret-maaş rejiminde çok daha fazla derinleşmektedir.
İlave seyyanen ödenek ile getirilen yeni ücret-maaş sisteminin devam etmesi durumunda mevcut durumdaki zaten sefalet aylığı düzeyinde olan emekli aylıklarında önümüzdeki yıllarda reel olarak çok ciddi bir düşüş yaşanacaktır.
Bu adaletsiz tablo ortadayken hala iktidarın enflasyon hedeflerine, TÜİK’in sahte rakamlarına göre maaş artışı talep etmek kamu emekçilerine, emeklilere ihanet etmektir.
Bu nedenle KESK olarak TİS teklifimizde yaşanan adaletsizliğin giderilmesi için;
o Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 8.138,89 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin taban aylık katsayısına dâhil edilmesini talep ediyoruz. Emekli kamu görevlilerinin de bu artıştan yararlanmasının tek yolu budur.
o 2024 yılı artışının bu yeni katsayı üzerinden yapılmasını istiyoruz.
Ayrıca TİS teklifimizde ücretlilerden kesilen Gelir Vergisi matrahına esas tutarın yıllık %15’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, alınacak Gelir Vergisi diliminin %15’te sabitlenmesini istiyoruz.
Maaş artışlarına ilişkin bu rakamları fazla, abartılı diye eleştiren de yetersiz bulan da olacaktır.
Yetersiz, az diyenlere bir sözümüz yok. Ama zam kasırgasının son iki hafta da giderek şiddetlendiği bir dönemde altı ay sonrası için bu rakamları abartılı bulanların kendilerine şu soruları sormasını öneriyoruz.
o Altı ay sonrasında enflasyon, döviz kuru nereye ulaşacak, biliyor muyuz?
o Bu hayat pahalılığında ben çalmayan çırpmayan, başkasının emeğini sömürmeyen, alın teri ile geçim mücadelesi veren bir kamu emekçisi olarak insanca yaşamaya yetecek bir ücreti hak etmiyor muyum?
Yaşadığımız hayat pahalılığının, hız kesmeyen zam yağmurunun altı ay sonra nereye ulaşacağını bilmiyoruz.
İki yıl önce yine burada TİS taleplerimizi açıklamış, 2022 yılı Ocak ayı için en düşük kamu emekçisi maaşının eş, çocuk ve kira yardımı ile o günkü yoksulluk sınırı olan 9.332 TL’nin üzerine çıkarılmasını istemiştik.
O günde KESK abartmış diyenler oldu. Ama öylesine bir hayat pahalılığı yaşadık ki TÜİK rakamları ile bile yapılan artışlar soncunda, altı ay sonra 2022 Temmuz’unda en düşük kamu emekçisi maaşı eş ve çocuk yardımı ile 9 bin 100 TL’ye ulaştı.
TİS teklifimizde maaş artışı talebimize ek olarak;
o İşyerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine Ocak 2024 itibari ile aylık 3.325 TL yemek yardımı,
o Tüm kamu emekçilerine aylık 50 metre küp doğalgaz üzerinden yakacak desteği
o Tüm kamu emekçilerine işe geliş gidişlerinde ücretsiz servis,
o Servis imkânından yararlanamayan kamu emekçilerine Türkiye genelinde kamu ulaşım araçlarından ücretsiz faydalanacakları aylık abonman kartı
o Tüm kamu emekçilerine yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye
o Göreve ilk başlayan kamu emekçilerine iki maaş tutarında “Hoş Geldin İkramiyesi”
o Ücretsiz kamu kreşleri açılıncaya kadar 0-6 yaş arasındaki her çocuk için 4000 TL tutarında kreş yardımı,
o Çok düşük seviyelerde kalan harcırah ve seyyar görev tazminatının derece ayrımı yapılmadan günlük 377 TL’ye çıkarılmasını
o Eve dönüş minibüs parasını bile karşılamaya yetmeyen fazla mesai ücretimizin (her fazla saat için 5,40 TL) aylık çalışma saatimize bölünmesi sureti ile bulunan tutara çıkarılmasını,
o Seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge sözünün tutulmasını, 1. Dereceye yükselen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini,
o Tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını,
o Zorunlu BES kesintisinin kaldırılmasını,
o Mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı temel alınarak artırılmasını,
o EYT’de hala süren mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesini,
o Kadın çalışanların 20 hizmet yılı, erkek çalışanların 25 hizmet yılı dolduğunda yazılı talepleri halinde emekli olma hakkı kazanmasını,
o Kademeli geçişle ilgili yaş hadleri uygulanmamasını, 5510 sayılı kanunda kademeli geçiş süresinin sonundan itibaren öngörülen yaş hadleri yerine kadınlarda 50, erkeklerde 55 yaşın dikkate alınmasını,
o Ek ödeme adaletsizliğinin ortadan kaldırılmasını, farklı kamu kurumlarında aynı unvanda çalışan tüm kamu emekçileri arasında ücret eşitliğinin sağlanmasını, adil ücret politikasının esas alınmasını,
o 4/C den 4/B ye geçen personelin mevcutta %20 olan ek ödeme tutarının kademeleri temel alınarak %70 ile %105 bandına çekilmesini TALEP EDİYORUZ.
Kamuyu saran haksızlıkların, hukuksuzlukların ortadan kaldırılması ancak Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamının tesis edilmesi ile mümkündür.
Bu nedenle KESK olarak TİS teklifimizde Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı İçin,
o İşe almada ve görevde yükselmede-unvan değişikliğinde mülakatın kaldırılarak kariyer ve liyakatin esas alınmasını,
o Torpilin ve kayırmanın kapısını ardına kadar açan mülakatın, güvenlik soruşturması ve arşiv kaydı araştırmasının kaldırılmasını,
o Örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını, sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açılmasını, sendikal ayrımcılığa son verilmesini,
o Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını,
o İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı fesih edilmesini tanımıyoruz, dolaysıyla İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca fesh edilmesinin iptal edilmesini, ,
o 25 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe giren 190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanmasını,
o İstihdam, terfi ve unvan değişikliklerinde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını İSTİYORUZ.
“İnsanlık Hakkı” kapsamında; artan yoksulluğa, gelir bölüşümü adaletsizliğine ve açlığa karşı emekçi halkları korumak, insan onuruna yaraşır bir yaşam sürebilme koşullarını sağlamak, kendilerine nitelikli zaman bırakmak, onları güçlendirmek ve geleceğe daha umutla bakabilmelerini sağlayabilmek için, hem üretimdeki emekçileri, hem işsizleri, hem de kadınları güçlendirici, aynı zamanda doğadaki müşterek varlıklarımızın daha az tüketilmesine yardımcı olabilecek ekoloji dostu bir programa ihtiyaç olduğu açıktır.
Nitekim özellikle pandemi ve sonrasında gerek dünyada gerekse ülkemizde derinleşerek artan işsizlik ve derinleşen ekonomik kriz, Temel Gelir Güvencesi talebini tartışılır kılmıştır. Hükümetler daralan ekonomi ve yaşam standartlarındaki gerilemeyi önlemenin bir yolu olarak birçok ülkede
benzer programlara yönelmişlerdir. Böyle bir programın finansmanı, sermayeden yana değil, emekten halktan yana bütçe tercihi ile rahatlıkla sağlanabilir.
Bu nedenle; Konfederasyonumuzun önerdiği Asgari Geçim Standardı Tespit Komisyonu tarafından yalnızca toplumun bir ferdi olmaları sebebi ile ülkemizde bulunan insanlara temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzenli ve koşulsuz bir gelir kapsamında belirlenecek bir tutarın, Temel Gelir Güvencesi olarak belirlenmesini TALEP EDİYORUZ.
Daha fazla bedel ödemek istemiyorsanız; gelin hangi sendikanın üyesi olursak olalım hep birlikte haklarımız için omuz omuza verelim.
Biz KESK olarak yıllardır yürüttüğümüz fiili meşru mücadele sonucunda kurulan masanın kamu emekçilerinin ve emeklilerin yok sayıldığı, iktidarın ve yetkili olarak oturttuğu yapının bir oyun sahnesine dönüştürülmesine seyirci kalmadık, kalmayacağız.
Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz.
Bizler ulufe değil, grevli gerçek bir toplu sözleşme düzeni istiyoruz!
İktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz.
Gelin “Grevli TİS, İnsanca Yaşam Ücreti, Güvenceli İş Güvenli Gelecek” teklifimize hep beraber sahip çıkalım!
Gelin işyerlerinden, yani sizlerden topladığımız taleplerle hazırladığımız “İnsanca Yaşam, Güvenceli İş Ve Güvenli Gelecek” teklifimize hep beraber sahip çıkalım!”
ANAMUR EĞİTİM-SEN TEMSİLCİLİĞİ BAŞKANI
SES ANAMUR TEMSİLCİĞİ BAŞKANI
MURAT ABAY HAMİT DURNA