Konu Arşivi | "Akkuyu Nükleer Enerji Santrali"

Konular:

Akkuyu ile ilgili referandum yapılmalı.

Tarih: 04 Kasım 2020 Yazan: editor

Anamur’da Akkuyu nükleer santralle ile ilgili yapılan toplantıda Mersin’de bölgesel referandum önerisi genel kabul gördü.

Mersin TMMOB Makina Mühendisleri Odası önceki şube başkanlarından Serdar Erkan, Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili Anamur Eğitim Sen şubesinde bazı siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri ile yaptığı toplantıyı değerlendirdi.

Erkan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Akkuyu Nükleer santralinin yapımı ile ilgili Büyükşehir Meclisinin aldığı 10 Ağustos 2020 tarihli karara Mersinliler imza yoluyla itiraz etmişti. İtiraz eden bin küsur dilekçenin, sekiz yüzü Erdemli -Anamur arasındaki bölgeden (Anamur, Aydıncık, Gülnar, Bozyazı, Silifke, Erdemli ilçelerinden) çıkmıştı. Bu dilekçelerin talebi, 14 Ekim 2020 tarihli Büyükşehir Belediye meclis birleşiminde reddedildi. Şimdi Mersinlilerin önünde bir hukuken dava açma süreci var. Bu süreç hakkında Anamurlular ne düşünüyorlar onu öğrenmek için buradayım. Bu gün burada yaptığımız toplantıda Anamurluların bu dilekçelerinin takipçisi olacaklarını, açılacak davaya vekâlet vererek davaya müdahil olacaklarını yaptığımız toplantıda ifade ettiler. Ben de bu duyarlılığı takdirle karşılıyorum. Çünkü Akkuyu nükleer santrali ile ilgili henüz her şey bitmedi. Önümüzde, en az 10 yıllık bir süreç var. Bu süreç içinde bir gün mutlaka bu itirazların dikkate alınacağını ve sürecin referanduma dönüşeceğini düşünüyorum” Dedi. Bu anlamda Anamurlulara ve toplantıya katılanlara teşekkür ediyorum. Toplantıda yapılan referandum önerisini de değerlendiren Erkan, “Bu doğru ve meşru bir talep. Bu zaten baştan yapılması lazımdı. Yerel halkın meşru iradesine en başında başvurulması gerekirdi. Maalesef iktidar bunu yapmadı. 2017 yılı Haziran ayında Mersin Büyükşehir Kent Konseyinin yaptığı ankette Mersinlilerin yüzde 86 sının Akkuyu nükleer santralini istemediği sonucu çıkmasına rağmen, iktidar Nükleer Santrali Mersin’e dayattı. Halkın istemediği bir yatırımın (Nükleer Santral )yapılmasını doğal yaşam hakkına ve demokratik tercihine saldırı olarak görüyorum. Bunu yine Mersin halkının düzeltmesi gerekiyor. Bunun da Mersin ölçeğinde yapılacak bir referandumla mümkün olacağını düşünüyorum. Nükleer Santralinin inşaat sürecinde olması bu temel gerçeği değiştirmez. Dedi. Erkan, toplantının düzenlenmesini sağlayan, Eğitim Sen ve ADD Anamur şubeleri ile katılımcılara teşekkür etti.

pic006pic005pic0041pic008pic007pic010pic009

Yorum (0)

Konular:

Akkuyu NGS 1. Ünite beton çalışması

Tarih: 17 Mart 2019 Yazan: editor

Akkuyu NGS’ye ait 1’inci güç ünitesinin temel plakasının beton dökme çalışmaları 08 Mart tarihinde tamamlandı.

Rusya Atom Enerjisi Kurumu ROSATOM tarafından Mersin’de inşası devam eden Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS’ye ait 1’inci güç ünitesinin temel plakasının beton dökme çalışmaları 08 Mart tarihinde tamamlandı.
Temel plakasının yapımında 17 bin metreküpten fazla kendiliğinden yerleşen beton kullanıldı. Bu beton türü, bileşimin güvenirliğini ve homojenliğini koruyarak kendi ağırlığı altında yayılıp sıkışma özelliğiyle dikkat çekiyor.
Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Anastasia Zoteeva, “Akkuyu NGS’nin inşasında kullanılan tüm teknolojik süreçlerde olduğu gibi, 1’inci güç ünitesinin temel plakası beton dökme işlemi de, global nükleer enerji topluluğunca belirlenen güncel gereksinimler, UAEA güvenlik standartları ile Türkiye Cumhuriyeti’nde geçerli uluslararası ve ulusal gerekliliklere uygun olarak gerçekleştirilmiştir” dedi.
Birinci güç ünitesi çalışmalarının bir sonraki aşamasında, reaktör binasının iç ve dış duvarlarının inşası gerçekleşecek. Eşzamanlı olarak, yardımcı reaktör binası ve yedek kontrol noktası binasının inşasına yönelik beton temelleri çalışmaları da devam ediyor.
Anastasia Zoteeva, “2019 yılında 2’inci güç ünitesi inşaat lisansını almayı planlıyoruz. Sonrasında temel plakası beton dökme çalışmaları başlatılacaktır. Çalışmalar, birinci ünitede aynı aşamada kazanılan deneyimlere dayanılarak gerçekleştirilecektir” şeklinde konuştu.
Sahada yürütülen yoğun çalışmalarla eş zamanlı olarak, 3’üncü güç ünitesi inşaat lisansı temini için TAEK’e sunulacak belgelerin hazırlık çalışmaları da devam ediyor.

14-mart-2019003

Yorum (0)

Konular: ,

Aslan, “Akkuyu Fukuşima olmasın”

Tarih: 12 Mart 2018 Yazan: editor3

18-mart-2018ss006Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan, Fukuşima Nükleer Santrali felaketinin 7. yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamasında, Fukuşima örneği göstererek Akkuyu’ya yapılacak nükleer santral için uyarılar yapan Aslan, şunları kaydetti:

“AKKUYU RAPORLARI BİLİMSEL DEĞİL”

Akkuyu Nükleer Santrali Projesi Bölgemiz ve Ülkemiz için Ekonomik ve Sosyal açıdan birçok soruna neden olacaktır. Bölgemizi Nükleer bir felakete sürükleyeceği açıktır. Akkuyu Japonya da Fukuşima ve Çernobilde meydana gelen nükleer santral felaketine adaydır. Her iki kazanın sonuçları tarihin en büyük nükleer felaketlerini meydana getirmiş olup Dünya her iki felaketin bedelini halen ödemektedir.

Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili hazırlanan tüm raporlar tekniğe aykırı olup, bilimsel değildir. Akkuyu Çed raporu nun bilimsel ve tekniğe aykırı olduğu için iptaline karşı açmış olduğumuz dava olumsuzlukla sonuçlanmıştır. Akkuyu Nükleer Santralinin ülkemize getireceği radyasyon, ekonomik ve sosyal felaketlerinin sonuçlarından başta davamıza bakan Danıştay Üyeleri ve davanın bilirkişi üyeleri sorumludur. Bu sonuca karar verenleri tarih yargılayacaktır.

“ECEMİŞ FAY HATTINA YAKIN OLAN AKKUYU, ÜLKEMİZ VE DÜNYA İÇİN BÜYÜK RİSKLER TAŞIYOR”

Dünya tarihinin en büyük nükleer santral felaketlerinden biri olan 11 Mart 2011 tarihinde Japonya da meydana gelen 9 şiddetindeki depremden sonra Fukuşima Nükleer Santralinde meydana gelmiştir.

Akkuyu Çed raporunda yazılanlarda olduğu gibi, Deprem kuşağında olan Japonya’nın Fukuşima Kenti, depremden en az etkilenecek bölge olduğu gerekçesiyle, bu şehir sanayi ve ticaret kenti yapılmıştı. Deprem uzmanları, Fukuşima depremden etkilenmez dedikleri için bu bölgeye nükleer santraller kurulmuştu. Japonya da bulunan tüm nükleer santraller 9 şiddetindeki depreme dayanıklı olarak ve güvenlik tedbirlerinde en son teknolojiler uygulanarak inşa edilmişti. Japonya da ki tüm nükleer santraller Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun tüm kurallarına göre çalıştırılıyordu ve devlet tarafından da denetleniyorlardı. Japonya da Halka nükleer santrallerin çok güvenli olduğu söylenmişti. Ayrıca nükleer santrallerin bulunduğu tüm bölgelerde de kaza sırasında uygulanacak acil eylem planları da mevcuttu. Ama Nükleer santrallerle ilgili tüm bu argümanlar 11 Mart 2011 de meydana gelen 9 şiddetindeki depremden sonra iflas etti. Çünkü meydana gelen deprem ve tsunami, Fukuşima da bulunan nükleer santralin soğutma sisteminin arızalanması ve çalıştırılamaması sonucunda soğutulamayan nükleer santralin 3 adet reaktörün çekirdeğinin aşırı ısınması sonucu erimiştir, bunun sonucunda atmosfere yayılan radyasyon dünyayı bir nükleer (radyasyon) felaketine dönüşmüştür.

Japonya bu felaketin ekonomik ve sosyal boyutlarının altında ezilmiştir.

Japonyada meydana gelen deprem, nükleer santrallerin güvensiz, insan ve doğa yaşamını tehdit eden, kirli teknolojiler olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır

Rusların tamamen sahip olacağı ve onların denetiminde olacak dünyada denenmemiş olan VVER1200 nükleer reaktör modeli ile hareketli Ecemiş fay hattına yakın, deprem bölgesinde kurulumu planlanan Akkuyu Nükleer santrali taşıyacağı riskler açısından, Ülkemiz ve Dünya için ilerde büyük bir felaket kaynağı olacaktır.

“JAPONYA’DAN DERS ALMALIYIZ”

Japonya da yaşanan nükleer tehditlerden hükümetin ders almasını, Ülkemiz için zorunluluk olmayan nükleer santral projelerinin derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. Akkuyunun Fukuşima olmasına izin vermeyeceğiz. Herkesin yaşam hakkı için Nükleer Santrallere karı mücadele etmesini bekliyoruz.”

Yorum (0)

Konular:

Çed raporuna iptal dilekçesi

Tarih: 10 Eylül 2016 Yazan: editor

Çevreciler, Akkuyu ÇED raporunun iptali için dilekçe verdi.

Mersin Çevre ve Doğa Derneği üyeleri, Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED raporunun iptal edilmesi için Mersin İdare Mahkemesi’ne dilekçe verdi. Dilekçe veren çevrecilere

CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı da destek verdi.

Dilekçe vermek için Danıştay İdari Dava Daireler Kurulunun ÇED yönetmeliğini iptali üzerine Mersin İdare Mahkemeleri önünden buluşan 20 çevreciye CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı da destek verdi. ‘Nükleer santral istemiyoruz’ sloganları atan çevreciler adına açıklama yapan Av. Semra Kabasakal, “Danıştay İdari Dava Daireler Kurulunun ÇED yönetmeliği iptali nedeniyle Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED raporunun iptal edilmesini istiyoruz” dedi.

ÇED raporunun her aşamasının hukuksuz ve antidemokratik şekilde yürütüldüğünü ve raporun yasal formata uygun olarak yapılmadığını belirten Kabasakal, şöyle dedi: “Rapora sahte imzalar atılmıştır. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Türkiye’yi, raporun şeffaf olmayışı, dünyada denenmemiş bir teknolojinin uygulanacak ve denetiminin bağımsız kuruluşlar tarafından yapılmayacak olması gibi birçok konunun yer aldığı raporla uyarmış, bu raporu da Türkiye gizlemiştir. Raporun hazırlık aşamasında verilen ek süreler geçersiz sayılacaktır. Akkuyu entegre bir projedir ve entegre projelerin ÇED raporları bölünemez. Akkuyu Nükleer Santral sahasında taş ocakları rapor alınmadan işletmeye açılmıştır. Danıştay’ca verilen yürütmeyi durdurma kararı üzerine santralin ÇED raporunun iptal edilmesi gerekmektedir. Yüce mahkemeden raporu iptal etmesini istiyoruz” dedi.

haberl005

Yorum (0)

Konular:

Nükleer protestoya Anamur desteği

Tarih: 17 Kasım 2014 Yazan: editor

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin Akkuyu’da gerçekleştirdiği Nükleer santralı protesto eylemine Anamur destek verdi.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin organize ettiği Akkuyu protestosu ve devamında Silifke Kültür Merkezinde yapılan panele Anamur’dan Eğitim-Sen eski başkanı Şeref Koz, CHP’nin 2014 Belediye başkan aday adayı Özgür Özuğur ve emekli sağlıkçı Gülseren Taşdemir  katıldı.

Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) dönem sözcüsü Oktay Demirkan’ın yönettiği panelde Açılış konuşmasını; Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel yaptı.

Panele konuşmacı olarak;

Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği (EUROSOLAR Türkiye) Başkanı, Türkiye Çevre ve Temiz Enerji Platformları Koordinatörü Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar

CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı

İst. Ünv. Orman Fak. Öğr. Üyesi Doç. Dr. Öznur Özden

Mersin Nükleer Karşıtı Platformu Üyesi Sabahat Aslan

Panelistler yaptıkları konuşmalarda, Mersin’in Gülnar ilçesine yapılacak Akkuyu nükleer santraline Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını vurguladılar. Özetle, Türkiye’nin elektrik enerji kurulum gücünün yaklaşık 70 bin mega vat olduğunu belirten konuşmacılar, bunun  sadece 40 bin mega vatını kullandığımızı, geri kalan 30 bin mega vatını kullanmadığımız belirttiler.

Kendini savunamayan çevrenin bizi cezalandırmasına izin vermeyelim.

Açılış konuşmasında Prof. Dr. Aysel Çelikel; “İnsan hakları ihlali Anayasal ve uluslararası suçtur. Siyasal iktidarlar ve ekonomik güçler ülkenin enerji ihtiyacı bahanesi (görünümü) altında dünyayı aşırı kullanıyorlar ve dünyayı sömürüyorlar. Bu sömürme arzusu toplumun menfaatini 2. plana itilmesine sebep oluyorlar. Aslında siyasi iktidarların varlık sebebi toplumun menfaatidir. Ekolojik dengenin bozulması, iklim değişiklikleriyle bilinen kuraklık, açlık, kıtlık ve seller ve de ölümcül hastalıklar. Bunların hiç birinden ders almayan bütün iktidarlar, bizim ülkemizdeki siyasal iktidar ve onun desteklediği ekonomik güçler sürekli havayı suyu toprağı kirletmeye devam ediyorlar. Ve hiç bir şeyden ders almıyorlar. Toplumun hissiyatını görmezden geliyorlar Nükleer santrallere HES’lere sağlıksız termik santrallere betonlaşmaya  ve inşaat projelerine ısrarla devam ediyorlar. Halkın isteklerine karşı çıkarak , şiddet uygulayarak zorla uygulanan projeler meşruiyeti olmayan projelerdir. Siyasal iktidarlar toplumun bütününün ihtiyaçlarını karşılamak onların arzularına cevap vermek için vardır. Gelişmiş ülkelerde çeşitli sebeplerle artık terk edilmiş Nükleer santraller gelişmekte olan ülkelerin bizde olduğu gibi en güzel sahillerine Sinop’a Akkuyu’ya  monte edilmeye çalışılıyor. Nükleer santrallerin doğaya, insan haklarına ve insan sağlığına oluşturacağı yüzlerce yıl devam edecek olan tahribatı görmezlikten geliyorlar. Yalnız Nükleer santraller değil, doğanın bize verdiği ormanlarımız zenginliklerimiz köklerinden sökülüp atılıyor. Birilerine rant sağlamak için ormanlar ve tarım arazileri yok ediliyor. Türkiye kelleşiyor. İstanbul ormanlarında 1 yıl içinde 3-4 milyon ağaç kesildi. Kaçacak yer bulamayan yaban domuzları  İstanbul boğazından şehre indiler. Aynı şey Karadeniz ormanlarında, aynı şey Kazdağlarında oluyor. Soma’daki Yırca’lı köylülerinin göz yaşlarını birlikte yaşadık. Yüz yıllık kutsal zeytin ağaçları sökülürken yüreğimiz yandı. Özel kanunla korunan zeytinliklere Termik santral yapılamaz hükmüne rağmen köylüler dövülerek ağaçlar söküldü. Avrupa yeşiller grubu İstanbul’da yaptığı toplantıda, Türkiye madenlerinde güvenliği sağlayamazken nükleer santrallerde nasıl sağlayacak eleştirisini dile getirdiler. Gelecek kuşaklar için sorumluluk duygusu taşıyan, halka saygısı olan siyasal iktidarlar halkın isyanına kulak verir. Vermeyenler gelecek için sorumluluk duygusu taşımayanlardır. Halka karşı saygısı olmayanlardır. Kendini savunamayan çevrenin bizi cezalandırmasına izin vermeyelim. Mücadelemizi sürdürelim aksi halde Türkiye’miz de diğer ülkelerin örneklerinde gördüğümüz gibi aynı felaketleri kısa süre sonra yaşayacak. Akıl ve bilimin gösterdiği yol en doğru yoldur ondan ayrılmayalım”.

-Yenilenebilir enerji: Eşitlik, Özgürlük, Barış, Yerel istihdam demektir

-% 100 yenilene bilir enerji mümkündür

-Yenilenebilen teknoloji güneş; ulaştığı her yerde insanları özgürleştiren, kullanmanız için kimseyi öldürmeniz gerekmeyen, barışçıl bir kaynak

Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği (EUROSOLAR Türkiye) Başkanı, Türkiye Çevre ve Temiz Enerji Platformları Koordinatörü Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar; Enerjide sorun nedir Çözüm nedir sorularına karşılık gelecek açıklamalar yaptı. Uyar,” Enerjinin etkin kullanımı; Aynı hizmeti alarak, hizmet kalitesinden ödün vermeden ulaşımda, konutta, sanayide, tarımda en az enerji kullanmak. Ulaşımda enerjinin etkin kullanımı demek, bir kişiyi bir kilometre en hızlı en az enerji tüketerek yaşam çevresini tahrip etmeden taşımaktır. Konutlarda enerjinin etkin kullanımı, konutun m2 si başına yılda uyum sağlamaya çalıştığımız Avrupa standardı 50 kvs/m2 dir. İzolasyonsuz evler verimsiz buz dolapları vs. ile bizde 300 kvs/m2 kullanıyoruz. Sanayide Avrupa % 80 daha az enerji tüketen elektrik motorlar kullanıyor. Karar vericiler topluma yol gösterip mevcut en yeni teknolojileri kullanmasına teşvik etmesi lazım, çözümden yana davranması lazım. Enerjinin etkin kullanımı önünde engel var. 1980 den itibaren ülkeler arasındaki serbest ticarette bir ülke de çöp haline gelmiş buzdolapları televizyonlar klimalar artık standart altına düşmüş nükleer santraller gibi çöp teknolojisiler kredi verilerek diğer ülkelere aktarılmaya çalışılıyor. Buna biz neoliberal saldırı diyoruz. Yani yollayanla alan karar vericilerin iş birliği yaptığı  ve o teknolojiden kurtulmanın bedelini hedef ülkenin yurttaşlarına ödettirdiği bir yapıdan bahsediyoruz.

Her ülke kendi çöpünü kendi ülkesinde yok etmesi lazım. Herhangi bir teknolojinin çözüm olması için kaynak olmalı, teknoloji olmalı, kara verici yerel yöneticiden merkezi yöneticiye kadar sorundan yana değil çözümden yana olması lazım. Kaynak vardır, teknoloji vardır % 100 yenilene bilir enerji mümkündür. Birincisi kirli teknolojinin girişi engellenmeli ikincisi ülkemizin sorunlarının parlamentoda konuşulup çözümlerinin bulunması lazım. Yenilenebilen teknoloji güneş; ulaştığı her yerde insanları özgürleştiren, kullanmanız için kimseyi öldürmeniz gerekmeyen, barışçıl bir kaynaktan söz ediyoruz. Aslında tek enerji kaynağı bu. Fosillerin de kaynağı güneş.  Güneş, Jeotermal kaynaklar, Rüzgar.  Doğaya uyumlu olarak faaliyetlerimizi sürdürmeliyiz. Dünyaya misli misli yetecek enerji kaynağı var. Teknoloji var. Dünyada nükleer enerji 1978 de bir çözüm olarak bitti. Sorun olarak tanımlandı. O günden bu yana da kurulmuyor. 9180′den buyana dünya yenilenebilir enerji araştırmalarına başladı. 1994 yılında fosil yakıtların çevreye verdiği tahribatları araştırmaya başladılar.  Yenilenebilir enerji: Eşitlik Özgürlük Barış Yerel istihdam. Enerjide depolama ve akıllı şebeke sistemini kullanmalıyız”.

Gerze’de Termik Santral firmasının hediyelerini halk kabul etmedi.

Yeşil Gerze Çevre Platformu Sözcüsü İst. Ünv. Orman Fak. Öğr. Üyesi Doç. Dr. Öznur Özden; Gerze’ de yapılan Termik Santral mücadelesini anlattı.

-30 bin megavat kurulu güç fazlamız var

-Bu bölgeye yılda 100 bin ton kül yağacak

Mersin Nükleer Karşıt Platform (NKP) üyesi Sabahat Aslan; “Akkuyu nükleer santrali kirli bir teknolojidir. 1986 yılında meydana gelen Çernobil kazası sonucunda; Ukrayna da 160 bin km2 toprak kirlendi. Yüz bin insan öldü.

Akkuyu Nükleer Santralı ekonomik değil, siyasi bir karardır. Elektrik ihtiyacımızı karşılayacak bir santral değildir. Enerji de arz güvenliğimizi sağlayacak bir santral değildir. Akkuyu Nükleer santrali neden kuruluyor? Amerika Birleşik Devletlerinin ve Rusya’nın  nükleer atıklarını Akkuyu’da depolamak istiyorlar. Bunun yanında Nükleer santrallerin kurulma amacı nükleer silahlanma, Rusya’nın elinde kalmış eski teknolojiyi Akkuyu’da kullanacaklar. Rusya kendi ülkesindeki Nükleer Santrallere yakıt üretmek için Akkuyu da Nükleer yakıt fabrikası kuracak. Bu Nükleer yakıt fabrikaları çok sık arıza yaptığından çevreye radyasyon yaymakta  hatta çalıştığı sürece de radyasyon yaymakta. Bu nedenle Rusya  kendi ülkesindeki toplumsal muhalefetten dolayı Nükleer yakıt tesislerini kuramıyor. Eğer engelleyemezsek Akkuyu’da Nükleer yakıt fabrikası kurulacak. Bizim gerçekten Akkuyu nükleer santralına ihtiyacımız yoktur. Şuanda Türkiye’nin elektrik enerjisinin kurulum gücü yaklaşık 70 bin mega vat. Biz bunun  sadece 40 bin mega vatını kullanıyoruz. Geri kalan 30 bin mega vatını kullanıyoruz. Akkuyu nükleer santrali bizim elektrik enerjimizin ancak % 2,5 - 3 ‘ünü karşılayacak. Akkuyu nükleer santralıyla ilgili 2010 yılında Rusya ile bir sözleşme imzalandı, Bu sözleşmeye göre; Akkuyu Nükleer santrali tamamen Rusların olacak. Elektriğin kilovat saatin Dünya ortalamasının iki katı olan 12.35 sent + KDV den satın almak zorunda kalacağız. Bu durumda 15 yıl içinde hiç ihtiyacımız yokken Rusya ya 71 milyar dolar para ödemek zorunda kalacağız. Bu 71 milyar dolar la biz ülke olarak hemen hemen bütün sorunlarımız çözeriz.  71 milyar dolar Rusya’nın kasasına gidince biz daha çok yoksullaşacağız. Daha çok anti demokratik bir şekilde yönetileceğiz. Yapılan sözleşmede Akkuyu’nun bütün teknolojisi hammaddesi  çalışacak personeli Rusya’dan sağlanacak. Akkyuu Fukuşima’ya aday, Akkuyu Çernobil’e aday. Akkuyu’da uygulanmak istenen reaktör modeli daha Dünya’da denenmemiş bir modeldir. Jeoloji mühendislerine göre Akkuyu ve Mersin 1. drece de deprem bölgesidir. Biliyoruz ki buradan Ecemiş fay hattı geçiyor. Buraya çok yakın 40 km Kıbrıs fay hattı, Ölüdeniz fay hattı, Güney ege, Doğu Anadolu fay hattı gibi fay hatları. Akkuyu’yu çok etkileyecek. Japonya depremi Fukuşima santraline 190 km uzakta idi. Akkuyu kurulursa ilerde  Fukuşima gibi kazaya aday. Akkuyu Nükleer santralı Denizin eko sistemini bozacak. Turizme ve tarım’a zarar verecek. Burada kurulacak istenen 4 bin 8 yüz  mega vatlık bir elektrik santralin de günlük 20 milyar metre küp su kullanılması gerekmekte. Bu 20 milyar metre küp su tekrar denize deşarj edileceği için  denizin suyunu 2 ila 6 derece ısıtacaktır. Denizin soğutulmasında tonlarca kimyasal madde kullanılacak. Bu kimyasal maddeler deniz kirliliğine neden olacaktır. Bu kimyasal maddelerin buharlaşmasından kaynaklı bölgemizde asit yağmurları ağır metal yağmurları ve radyasyon yağmurlarına da neden olacaktır. Ayrıca denizden  20 milyar metre küp su çekilirken yaklaşık günde bir milyona yakın balık larvası da haşlanacak. Dolayısıyla bölgede balıkçılık da bitecektir. Türkiye turizmine yıllık 15 milyar dolar katkı sunan Antalya turizmi psikolojik olarak etkilenecektir. Yılda 15 milyar dolar kaybımız olacak. Akdeniz nükleer atık taşımacılığı bölgesi olacak. Nükleer atık taşımacılığı yapılan bir bölgede deniz turizmi yapılmayacaktır.

Akdre termik santrali günde yaklaşık 17 bin ton ithal kömür kullanılacak. Bu demek oluyor ki bu bölgeye yılda 100 bin ton kül yağacak. Durum çok vahim. Mersin yaklaşık 40 yıldır mücadele ediyor. Akkuyu nükleer santrali mücadelesinde çok önemli kazanımlar elde ettik. 2010 yılında hükümet sözleşmeyi imzaladı. ÇED raporu almadan bu işi yapacağım dedi. Açtığımız davalar, yaptığımız eylem ve etkinlikler sonucunda ÇED raporu almak zorunda kaldılar. ÇED raporu şu anda halkın görüşüne sunuldu. Bizler Mersin olarak itirazlarımızı yaptık. ÇED raporu kesinleştikten sonra dava açacağız. Türkiye de hukuk sistemi ortada. Ben şahsen çok fazla umutlu değilim hukuktan.  Ama Gerze gibi hep birilikte mücadele edersek kazanırız. Zaman olarak mücadeleye geç kalmış değiliz. Top yekun Nükleer’e Termik’e eğer hep birlikte el ele verip mücadele edersek Gerze gibi kazana biliriz. Ben herkesi Gerze gibi mücadele etmeye davet ediyorum. Akkuyu Nükleer Santrali Avrupa Birliğinden dahi lisans alamamış bir teknoloji. Avrupa Biriliğinden lisans alamadığı ve kaza riski yüksek olduğundan Bu teknolojiye Rus’lar kendi ülkelerinde kurulmasına izin vermediler. Ancak hükümet pervasız bir şekilde hiç denenmeyen kazası riski çok yüksek  bölgeyi çevresel felakete dönüştürecek  bir teknolojiye evet diyor.  Ancak biz Belediye Başkanımız ve bölgemizin Milletvekillerinin de desteğiyle bu davayı kazanacağımızı umuyorum”.

-Bütün halkımız Nükleer Santrale hayır derse hiç bir güç Mersin’e Nükleer Santral yapamayacaktır

CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, Kararın siyasi olduğunu siyasetçiye de yön verenin halk olduğunu belirterek, ” bütün halkımız Nükleer Santrale hayır derse hiç bir güç Mersin’e Nükleer Santral yapamayacaktır. Zaten Mersin genelinde yapılan bir ankette halkımızın % 80′i nükleer santrale hayır demiştir. Kalan % 20′nin de korkusundan evet demiştir ama biraz daha özgür bir ortamda onların da hayır diyeceğini hepimiz biliyoruz.

iki yıl önce Almanya da yapılan bir araştırmada kaza veya herhangi bir kaçak olmamasına rağmen Nükleer Santralin 5 km yarıçapı etrafında yaşayan çocuklarda kan kanseri oranının 2.2 kat arttığı bilimsel verilerle tespit edildi. Santralin kurulması halinde zaten sıcak olan seniz suyunun 2- 6 derece daha artacağının tahmin ediliyor. Bu durumda burada balık yaşama olasılığı kalmayacak. Santral yapımına malzeme taşımak için Taşucu’na yapılan kaçak liman yapıldı.  Taşucu - Yeşiovacık ve çevresinin Fok balıklarının yaşam alanı”.

Avrupa’nın yaban hayatı ve yaşam ortamlarını koruma sözleşmesi (BERN SÖZLEŞMESİ) ni  hatırlatarak “uluslararası anlaşmaya göre buraya bir çivi dahi çakamazsınız. Ama iktidar kaçak olarak Liman yaptı.

Buraya Nükleer Santral yapılması kararı alınmasına diğer illerin Milletvekillerinin sesiz kaldığını belirten Atıcı, “Mecliste diğer illerin Milletvekilleri buradan vazgeçilirse benim kentime yapılır korkusuyla sesiz kaldılar. Burası bizim derdimizdir. Kendi derdimize biz kendimiz dermen olacağız. “Biz yaşadığımız sürece siyaset yaparız yapmayız bir insan olarak iki şey yapacağız 1 nükleer santrale karşı çıkacağız iki bizim yaşamımız sona erdikten sonra nükleer santrallere karşı çıkacak nesiller yetiştireceğiz” dedi.

Silifke Kültür Merkezinde yapılan Panele, Silifke Belediye Başkanı Dr. Mustafa Turgut, Çağdaş Yaşamı Destekleme Dernekleri başkanları ve vatandaşlar katıldı

haber0055

haber0084haber00110haber0067haber0046haber0036haber0074haber0027haber0094

Yorum (2)

Konular:

ÇED tartışması

Tarih: 17 Eylül 2013 Yazan: editor3

ac210d519b174a89a3790d05bc7eac66Mersin Valiliği, Gülnar?ın Büyükeceli Beldesi?nde yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygun bulunduğunu bildirdi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada,  ÇED raporunun ÇED İzin Denetim Genel Müdürlüğü?nün internet sitesindeki duyurular kısmında yayınlandığı belirtildi. ÇED inceleme ve değerlendirme sürecinin başladığı belirtilen açıklamada, rapun halkın görüşüne açıldığı, raporu incelemek isteyenlerin bakanlık merkezinde veya Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü?nde raporu inceleyerek zamanlama takvimi içerisinde proje hakkında görüş bildirebilecekleri kaydedildi.

Öte yandan Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Komisyonu Başkanı ve Kent Konseyi Genel Sekreteri Nuri Özdemir, Akkuyu’da kurulması düşünülen nükleer santralle ilgili kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini öne sürdü.

ÇED raporu konusunda bakanlığın yaptığı açıklamanın yanlış olduğunu savunan Nuri Özdemir, “Akkuyu’da yapılması düşünülen nükleer santralin, geleceğimizi ne kadar tehdit edeceğini, ne gibi zararlar doğuracağını hükümet yetkililerine haykırmamıza rağmen, ne yazık ki hükümet bu çağrılarımız karşısında duyarsız kalmıştır” dedi.

ÇED raporları hazırlanırken 12 bakanlığın olur yazıları olmadan, o bölgede yaşayan insanlarla toplantı yapılmadan nihai raporun oluşturulamayacağını öne süren Özdemir, ?O bölgede toplantı yapılmak istendi, ancak toplantı amacına ulaşamadı. Bölge halkı orada ÇED toplantısı yapılmasını engelledi. Bunun üzerine ileri bir tarihte toplantı yapılacağına dair tutanak tutuldu ve toplantının belirlenecek tarihte yapılması ile ilgili karar alındı? diye konuştu.

Kendilerinin yeni bir toplantı yapılmasını beklerken, Bakanlığın toplantıyı yapılmış gibi gösterdiğini iddia eden Özdemir, şunları söyledi:

“ÇED Toplantısı ile ilgili nihai kararını açıklayan Bakanlık, maalesef kamuoyuna yalan söylemiştir. Çünkü ÇED toplantısı yapılmadı, vatandaşların, başta Kent Konseyi olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili kurumların görüşleri alınmadı. Tüm bunlara rağmen Hükümet’in ısrarla ve inatla Akkuyu’ya nükleer santral yamak istemesinin nedenini anlayabilmiş değiliz. Dünyada nükleer santrallerin yaşattığı facialar ortada iken, Hükümet’in bu yanlıştan biran önce dönmesini beklemekteyiz.”

Yorum (0)

Konular:

Nükleer karşıtlarının cumartesi eylemleri sürüyor

Tarih: 13 Ocak 2013 Yazan: editor3

3lhyclz5001Mersin Nükleer Karşıtı Platformu?nun “Çamlıbel Akkuyu NGS Toplum Bilgilendirme Merkezi??ne karşı cumartesi eylemleri devam ediyor.
Taş Bina önünde buluşan nükleer karşıtları adına basın açıklamasını Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Mersin Şubesi yaptı.Açıklamada şunlar kaydedildi:
ÇOCUKLARIMIZI  NÜKLEER SANTRALLER  HAKKINDA YANLI BİLGİLENDİREN NÜKLEERCİ NGS  A.Ş  ÖZEL ŞİRKETİ?NİN BİLGİLENDİRME MERKEZİNİ, NE ÇAMLIBEL?DE, NEDE  BÜYÜKECELİ?DE  İSTEMİYORUZ.?
Ülkemizin gelişmesi, insanlarımızın sağlığı ve  refahı için  için enerji yaşamsal bir gereksinmedir. Bu kapsamda ülkemizin giderek daha fazla enerjiye gereksinimi vardır. Bizler enerji yatırımlarına ve teknolojiye karşı değiliz. Tam tersine ülkemizin enerji güvenliğini sağlaması, dışa  bağımlı olmaması,  bunun içinde  ucuz, güvenli, temiz, yerli ve yenilenebilir kaynakları öncelikle ve acilen daha fazla yatırım yapılması  gereklidir. Ancak iktidar her alanda olduğu gibi bir kamusal bir hak olan enerjiyi de piyasalaştırarak, emperyalist yabancı sermayenin  insafına bırakmaktadır.
Yanlış siyasi tecihlerin bedelini halkımız ve cocuklarımız ödeyecektir. Böyle olduğu  11 Mart 2011 yılında , Japonya?da meydana gelen  deprem sonucu Fukişima  Nükleer  Felaketi   sonuçlarından da  görülmektedir. Patlama sonucu ilk anda yüzlerce kişi ölmüş, yüz bin kişi evlerinden göç etmek zorunda kalmıştır. Güney Amerika?ya kadar binlerce kilometrelik alana yayılan radyasyon sonucu on binlerce insan kanserden ölüm  riski ile karşı karşıya kalmıştır. Bu felaketten sonra Nükleer Santrallar  tüm Dünya?da sorgulanmaktadır. Tüm Dünya?da güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjilere yatırım teşvik edilmektedir. Mersin, bu yönü ile yılda 300 günden fazla güneş enerjisi alan, 312 km sahil şeridi boyunca açık deniz rüzgarlarının bol olduğu  özel ve temiz bir coğrafyaya  sahiptir. Bu nedenle, Nükleer santrale değil, Almanya?da olduğu gibi rüzgar ve güneş gibi enerjilerine yatırım yapılan bir Mersin?de ve Türkiye?de yaşamak istiyoruz.
Öte yandan Türkiye ile Rusya devletleri arsında yapılan ?Nükleer Enerji Teknolojisi Transferi Anlaşması?’nın yüklenicisi  Rosatom  ve Rus nükleer endüstrisinin uygulamalarını  içeren ve Rusya Çevre Bakanlığı, Doğal Kaynaklar Bakanlığı ve Nükleer Güvenlik Kurumu (Rosenergoatom) gibi resmi organların hazırladığı rapor, 9 Haziran 2011 tarihinde yapılan Rusya Devlet Konseyi (Gossovert) toplantısında resmi belge olarak sunulmuştur. (Bu raporun sonuç kısmında Rosataom tarafından Bolokova?da kurulacak santral hakkındaki olumsuz görüşlerin Türkçesi ektedir).
Söz konusu anlaşma ile  Akkuyu/Büyükeceli beldesi  Rusya?nın Nükleer  vilayeti ve çöplüğü  olacaktır. Çünkü dünyanın  ?halen yer altına  ve okyanusun dibine gömmekten  başka? çözüm bulamadığı radyasyonlu atıklarının, Akkuyu? santralinde ne şekilde bertaraf edileceği ve denetleneceği belirsizdir. Fukişima felaketinden sonra ,dün yanın en gelişmiş  Teknoloji birikimine sahip olan  Japonya  ile Almanya  hükümetleri halkın taleplerini dikkate alarak  ülkedeki tüm Nükleer Santrallerini  kapatmışlardır. NGS  A.Ş bu bilgilendirme merkezinde , havamıza, suyumuza bulaşabilen ve gözle görülemeyen radyasyon ile  karşılaşacağımız diğer riskler ve  nasıl önleneceği anlatılmamaktadır. Gelecekte Mersin?de havayı, suyu, tarımı, turizmi,  olumsuz etkileyecek çocuklarımızın  sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını elinden alacaktır. Üstelik BÜYÜKECELİ BELDESİNİ RUSYA FEDERASYONUNUN  NÜKLEER VİLAYETİ haline getiren bu santralin sözleşme  koşulları  incelenirse eminiz ki hiç kimse elektrik kullanmak istemeyecektir. Bu nedenle Nükleer Santralleri Dünyada ve Türkiye?de istemiyoruz.  Mersin?li yurttaşlar olarak,  Akkuyu nükleer santral yapım kararının durdurulmasını hükümetten bir kez daha  talep ediyoruz.
Ülkemizde ise  Akkuyu Nükleer Santrali , Türkiye?de  bilim insanları, üniversiteler ve ilgili meslek odalarının ,daha önemlisi başta  etkilenecek  Mersin?liler olmak üzere, çevre  illerde yaşayan yurttaşlarımızın  görüşleri  alınmadan dayatılmaktadır. Oysaki, bugün Mersin?de yaşayanlar Nükleer Santral istemediklerini , 2011 yılında Mersin?den Akkuyu?ya insan zinciri  oluşturarak ve en son 27 Mart 2012 tarihine yapılan Çevresel  Etki Değerlendirme (ÇED) süreci bilgilendirme toplantısında itiraz ederek  ve 200 bin  karşı imza toplayarak ve belediye meclislerinde, aldıkları kararlar göstermişlerdir.
Tüm bu belirsizliklere  ve yurttaşların demokratik tepkilerine rağmen,  NGS A.Ş nin 27 Aralık 2012 Perşembe günü, Yenişehir ilçemiz Piri Reis ilk okulundaki  çocuklarımızı müfredatlarında olmayan Nükleer Enerji hakkında okul saatlerinde  bu bilgilendirme merkezine  getirterek, Nükleer enerji ve bu  özel şirket bilgilendirme merkezinin reklamını yapmak için  yanlı  bilgiler vererek  çocuklarımızın alet edilmesini  ahlaki ve pedagojik açıdan doğru bulmuyoruz. Çünkü bu çağdaki çocuklar için müfredatlarında olmayan soyut bir olgu  olan nükleer enerjiyi  kavrayamayacakları pedagojik bir gerçektir.  Çünkü küçükler gördüklerini, denediklerini  ve yaşadıklarını anlayabilirler. Bu konuda tüm velilerimizi,  öğretmenlerimizi, okul müdürlerimizi , il ve  ilçe milli eğitim Müdürlerimizi  bu konuda duyarlı olmaya davet ediyor nükleerci  NGS A:Ş nin bilgilendirme merkezlerini istemiyoruz.
Basın açıklamamıza katılarak bizleri yalnız bırakmayan kurum ve kuruluşlara milletvekillerimize, dostlarımıza ve üyelerimize teşekkür ediyoruz.
Ek: Rusya Atom Enerjisi yetkili firmanın raporunun sonuç bölümü(1 shf)
7. Bireysel Belgelerin Değerlendirilmesi
Güç Biriminin Ana Binaları, Yapıları, Sistemleri ve Ekipmanı. Termo-mekanik Kısım (Cilt 3.1, 1. Kitap, 2 210015.0000002.00506.510-KT0301.01.-02)
Sistemlerin ve Ekipmanın Sınıflandırılması
V-392B reaktör tesisinin (RF) her ekipman parçası için sınıflandırılması, buna karşılık gelen proje kesimlerinde anlatılmaktadır. Buna Yangın Güvenlik Sigortası Talimatnamesi 1988/1997 (FSA ?88/97, Rusça: OPB ?88/97) uyarınca sınıflandırma tanımlaması, Nükleer Santral Tesisleri Kuralları temelinde gruplar, Genel Teknik Gereksinimler ? 1987 temelinde sınıflar ve Nükleer Sanayi  Kural ve Normları G-5-006-87 temelinde sismik direnç kategorileri de dahildir.
Ekipman sınıflandırmada, ekipmanın ve tek tek elemanların tanımlanmış işlevlerinin performansını ve bunların tesislerin güvenliği üstündeki etkisini dikkate alarak, güvenlik sınıflarına ve ekipman grubuna değinmek için bir gerekçe bulunmamaktadır. Gerçekleşen işlevlerin bu tanımlaması, onların güvenlik üstündeki etki ve/veya güvenlik kontrolüne katkı derecelerinin özellikle değerlendirilmesine olanak sağlamamakta, öte yandan bu da metinde ekipman ve aksamın uygun sınıfını (kategorisini), hem daha yüksek hem de daha alçak tahmin ederek, sınıflandırılması yoluyla metinde hatalar gözükmesine yol açmaktadır.
Böylece örneğin:ayırıcı körükler için (Böl. 3.1.5) sismik direnç kategorisi alçak hesaplanarak II olarak verilmiştir; oysa I olması gerekir; aynı şey ek plakalar için de geçerlidir;
basınç dengeleme vanası için, güvenlik sınıfı ve ekipman grubu alçak hesaplanmıştır (Böl. 3.1.5);
aktif çekirdek ekipmanını ve bunun hasara karşı dayanıklılığını koruyan güvenlik işlevlerini yerine getiren reaktör kabının, mekanik özellikleri uyarınca, III. sınıfa dahil edilmesi kuşku yaratmaktadır (Böl. 3.1.1.3.2);
buna benzer başka hatalar vardır.
Sonuçlar:
Ekipman, eleman ve sistemlerin kesin bir sınıflandırılması yapılmalı ve sistemlerin olası güvenlik özellikleri tayin edilerek uygun bir kanıtlama gerçekleştirilmelidir.
Sistemlerin Genelleştirilmiş Değerlendirmesi
Sistemlerin 3. Bölümde sunulan tanımlaması çok az bilgi vermektedir. Sistem bileşenlerinin grafik çizimleri ve tanımlamaları hemen hemen hiç yoktur (örneğin, düzenleme çözümleri yeterince açık sunulmamış, bireysel ekipman çizimlerinde denetleme noktaları, drenaj, yan sistemlerle bağlantı belirtilmemiştir; aksamın tanımı yapılmamıştır, vb.) Şekillerde anahtarların ve özelliklerin açıklaması bulunmamaktadır.
Bir kuşak öncesi projelerde benzer sistemlerin işletilmesine ilişkin deneyim ve sonuçlar hakkında hiçbir bilgi yoktur.
Güvenilirliğin kalitatif analizi fiilen olmadığı gibi, sistem ve ekipman güvenliği yeterince kanıtlanmamıştır. Mevcut bilgiler yetersizdir ve ancak olasılıkların daha ayrıntılı değerlendirilmesi ve aksamaların ve/veya herhangi bir acil durumun (kazaların) kantatif kanıtlaması için referans malzemesi olarak işe yarayabilir, çünkü güvenlik tasarım analizi (tasarım temelli kazalar), her teknolojik sistem için tanımlayıcı bilgi olarak sunulmaktadır. Birçok durumda proses sürecinin koşulları sunulmamıştır; bir yüksek değer incelemesinin yapılacağı bağımlı ve bağımsız aksamalar formüle edilmemiş, sistemlerin teknolojik sıralaması ve ekipman tepkisi sunulmamıştır; ilk özelliklerin sayısal değerleri eksiktir. En vahim sonuçlar bağlamında acil durum gelişmesine ilişkin olası senaryolar tahlil edilmemiştir. Tasarım ötesi temelli kazaların koşulları incelemesinde, işletme koşullarının olağan tasarım temelli ihlallerinin, tasarım ötesi temelli kazalar kategorisine kaydırıldığı durumlar vardır.
Bunun yanısıra, belirgin sistem güvenliği analizinde, incelenen başlatıcı olaylar (IE?ler) listesi eksik gözükmektedir: örneğin bir hidrojen patlaması olarak bu tür bir aksama sunulmamış, dış etkilerin (DLE sismik etki, sel, fırtına, vb.) analizi yapılmamış, personel hataları düşünülmemiştir. İncelenen materyallerde başlatıcı olayların tam listesi hiç yoktur. Bu, tüm sistem aksamaları, dış olaylar ve personel hatalarının ön analizini öngören 1988/1997 tarihli Yangın Güvenlik Sigortası Talimatlarının gereksinimlerinin ihlali olarak düşünülebilir; bu karmaşık analizin sonuçlarına göre de normal işletme (NO) koşullarının ihlaline neden olan aksamalar ayrı bir IE listesi olarak belirlenmeli, buna tasarım ötesi temelli kazaların genel bir listesi de dahil edilmelidir. Bütün aksamaların böylesi bir karmaşık inceleme ve analizi eksiktir.
Radyasyon etkilerinin, bu kapsamda personel, nüfus ve çevre üstündeki etkilere ilişkin verilerin tanımlamaları ve yeterli bir analizi bulunmamaktadır. Nükleer güvenliğin korunma koşulları analiz edilmemiş, kazalar sırasında aktif çekirdek reaksiyonundaki değişim yansıtılmamıştır.
Sonuç:
İşletme deneyimine ve sonuçlara ilişkin bilgi eksikliği ve V-320 projesiyle karşılaştırıldığında projenin bir dizi teknolojik sisteminin değiştiği (örneğin, buhar jeneratörü, reaktör tesisinin aktif çekirdeği), kimi sistemlerin ?birleşim? ilkesine göre tasarlandığı, vb. koşullarda, ekipman ve sistem güvenliğiyle ilgili çözümlere karmaşık bir yaklaşım bulunmaması, Balakovo nükleer santral tesisinin 5 ve 6 no.lu güç birimleri projesinin gerçek konumunun değerlendirilmesini olanaksız kılmaktadır.
Aşağıda, yukardaki genel yorumları örnekleyen, tek tek teknolojik sistem ve ekipmana ilişkin yorumlar sunulmaktadır.
Nükleer Reaktör
Üniteye PWR-100 tipi (Rusça VVER-1000) (proje V-392B) bir reaktör uygulanmıştır; bunun aktif çekirdeği, uranyum-gadolinyum yakıt elemanları kullanan (gFE?ler), değiştirilmiş yakıt çubuğu dizilerinden (IFRA?lar, geliştirilmiş yakıt çubuğu dizileri) derlenmiştir.
Bu yakıt tipi, geçen kuşaklardakı basınçlı su reaktörleri için olağan olmadığından ve gFE işleyişinin yeterli deneyimi bulunmadığından, üreticinin uygulanan IFRA yapımının, reaktörün aktif çekirdeğinin genel güvenliğinde azalma olasılığını dışladığı doğrultusundaki ifadesinin, net verilerle teyit edilmesi gerekmektedir.
KARAR
Sunulan proje materyalleri, içerikleri ve içerdikleri bilgiler açısından resmi niteliktedirler ve L-01-01 listesi ile belirlenen amacın RD gereksinimlerini tam olarak karşılamamaktadırlar.
Balakovo Nükleer Santral Tesisinin yeni ünitesi için seçilen yer, toprak stabilitesi, sismik durum, büyük bir sanayi kenti olan Balakovo?ya ve hem içme suyu, hem de hidroekonomik yönden önemi bulunan Volga Nehri?ne tehlikeli yakınlığı açısından, son derece kötüdür.
Uzmanların vardığı sonucu göre proje teknik ve ekonomik göstergeler açısından savunulamaz (ticari çekiciliği yoktur), dolayısıyla da nüfus için yeterli radyasyon düzeyi ve çevre güvenliği güvenceleri veremez olarak değerlendirilmektedir.
Yukardakiler çerçevesinde, Uzman Heyet bu projeye onay verilmemesi ve yapımının yasaklanması gerektiği görüşündedir.3lhyclz50023lhyclz50033lhyclz5004

Yorum (0)

Konular:

Meclisten nükleer santral için tavsiye kararı

Tarih: 08 Aralık 2012 Yazan: editor3

34typ67x4yml0018Anamur Belediye Meclisi, AK Parti?li üye Halil Aydoğdu?nun çekimser oyuna karşılık oy çokluğu ile Büyükeceli?de Nükleer Santral kurulması kararından vazgeçilmesi yönünde tavsiye kararı aldı.
Anamur Belediye Meclisi, Büyükeceli?de Nükleer Santral kurulması kararından vazgeçilmesi yönünde tavsiye kararı aldı.
Belediye?den yapılan yazılı açıklamaya göre, tavsiye kararı metni şöyle:
?Mersin ilimizin Gülnar İlçesi Büyükeceli Belediyesi sınırları içerisinde Akkuyu mevkiinde yapılması planlanan nükleer santral, tarım ve turizm ile geçinen bölgemize çok ciddi riskler getirmektedir.
Akdeniz?in incisi bölgemiz, tarım ve turizm alanında taşıdığı eşsiz potansiyel ve ürettiği zenginlikler ile ön sıralara yükselmiştir. Akkuyu nükleer santralin yapımı ile Türkiye?nin sayılı tarım, turizm ve liman kentlerinden biri olan ilimiz Mersin, geri dönüşsüz bir biçimde dünyadaki Nükleer Kentler kümesine girecektir.
Çernobil ve Fukuşima nükleer felaketlerinden sonra, tüm insanlık nezdinde nükleer enerjinin güvensiz bir enerji olduğu yönünde temel bir kanaat oluşmaya başlaması halkımız üzerinde de endişe ve tereddütlere yol açmaktadır.
Kurulacak olan Akkuyu Nükleer Santrali, Mersin?in parlak geleceğine, bölgemiz halkının doğal ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkına yönelik ağır bir tehdit oluşturmaktadır. Çevreye duyarlı Mersin halkı süreci endişe ile izlemekte, tepkilerini çeşitli biçimlerde ortaya koymaktadır.
Anamur Belediye Meclisi olarak, bölgemizin muhteşem doğal güzelliğinin korunması, halkımızın ilerde telafisi imkânsız zararlar görmemesi için, Akkuyu?ya Nükleer Santral kurulması kararından vazgeçilmesi yönünde tavsiye kararı alınması üyeden Halil Aydoğdu?nun çekimser oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edilmiştir.?

Yorum (0)

Konular:

Akkuyu’ya olumlu rapor verildi

Tarih: 06 Eylül 2012 Yazan: editor3

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) uzmanları, Akkuyu Nükleer Santrali sahasındaki çalışmaları yerinde inceledi.
Akkuyu NGS A.Ş.?den yapılan yazılı açıklamaya göre, UAEK uzmanları, santralin yerleşim şartlarını değerlendirmek ve yapılmakta olan etüt çalışmalarını yerinde incelemek amacıyla Akkuyu NGS sahasına ziyarette bulundu.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu?na (TAEK) destek verilmesi çerçevesinde gerçekleştirilen ziyarette uzmanlar, hidrometeorolojik, ekolojik, jeolojik araştırmalar, sismotektonik ve jeoteknik çalışmalar gibi Türkiye?nin ilk nükleer santral sahasında yapılan tüm çalışmaları yakından incelediler. Sahada ve denizde yapılmakta olan sondaj çalışmalarını, saha şartlarında toprağın jeoteknik incelemelerini, toprağın fiziki ve mekanik özelliklerinin tespitine ilişkin laboratuvar çalışmalarını da izleyen UAEK uzmanları, daha sonra Meteoroloji Merkezi ve kulelerin yerleştiği noktaları ziyaret ettiler.
İnceleme ve gezi sonrasında yapılan toplantıda Akkuyu Nükleer Santrali sahasında süren etüt çalışmalarının organizasyonu ve teknik düzeyini başarılı bulduklarını ifade eden UAEK uzmanları, söz konusu çalışmaların, UAEK?in tüm yönetmelik ve taleplerine uygun olduğunu da belirttiler.rllh22368003

rllh22368001rllh22368002

Yorum (1)

Konular:

Akkuyu?da Nükleer karşıtı etkinlik yapıldı.

Tarih: 06 Ağustos 2012 Yazan: editor

Gülnar İlçesine bağlı Büyükeceli beldesinde yapılması planlanan Akkuyu nükleer santrali, nükleer karşıtları tarafından protesto edildi.
Anamur Çevre İnisiyatifi üyelerinin de katıldığı eyleme değişik illerinden gelen gruplar ile CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve yüzlerce nükleer karşıtı vatandaş katıldı.
Yaklaşık 3 kilometrelik mesafeyi yürüyerek santralin yapılacağı alanın girişine gelen kalabalık, demir kapıyı yıkmak için bir süre uğraştı.
Mersin Nükleer Karşıtı Platform Dönem sözcüsü Sabahat Arslan, yaptığı basın açıklamasında, bu günün tarihe kara leke olarak geçen, emperyalizmin bir insanlık ayıbı olan ve 500 bin kişinin ölümüne neden olan Hiroşima ve Nagazaki?ye atılan atom bombalarının yıldönümü ne-deni ile ölen insanları saygıyla anmak için toplandıklarını kaydetti.
Arslan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
?Atom bombalarının yapımında kullanılan malzemeyi üreten nükleer santrallere hayır demek için toplandık. Nükleer santraller tarih boyunca milyonlarca insanın ölmesine ve sakat yaşamasına, ekolojik dengenin bozulmasına ve hesaplanamayan milyarlarca para değerinin heba olmasına neden olmuştur. Nükleer santrallerin insanlığa verdiği ekonomik ve sosyal zararlarının korkunç boyutlarını Çernobil ve Fukuşima?da gördük. Nükleer santrallerde üretilen nükleer silahların özellikle Ortadoğu da halkların öldürülmesinde kullanılması acımasızlığının da bilincindeyiz.?
Grup, basın açıklamasının ardından ise nükleer santralin bulunduğu alandan ayrıldı.
rlsiuxyln5005rlsiuxyln5006rlsiuxyln5007rlsiuxyln5014rlsiuxyln5017rlsiuxyln5018rlsiuxyln5019rlsiuxyln5020rlsiuxyln5021rlsiuxyln5022rlsiuxyln5023

Yorum (1)

Anket

Mersin - Antalya yolu tamamlandığında Anamur'a ne gibi faydaları olur?

  • Turizm yatırımları artar, turizm gelişir (45.0%, 513 Oy)
  • Göç alır, fayda değil zarar getirir (33.0%, 375 Oy)
  • Anamur'un il olmasına katkı sağlayabilir (12.0%, 134 Oy)
  • Tarım ürünleri kolay pazarlanır (10.0%, 116 Oy)

Toplam Oy: 1,139

Loading ... Loading ...

HAVA DURUMU

ANAMUR

İLETİŞİM SAYFALARI

Son Yorumlar

  • Şeref Koz: Buradan geçerken hep strese kalıyorum. Bu kadar uzun süre kalması...
  • abdulllah aydın: Sağlam bir ATATÜRK cü olduğuna ,nandığım Sayın Başkan:...
  • abdulllah aydın: Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Diyorki:”Cahal et...
  • abdulllah aydın: Yeni seçilen başkan ve üyelere başarılar dilerim.İhrac...
  • Gökçin Yalçın: Başarılar diliyorum.
  • hüseyin kocoglu: meraba arkadaslar kuzu göbegi alıyoruz ve toplatıyoruz...
  • Şeref Koz: Yaşlıya, hastaya, düşküne sağlıklı bakabilmek için oğlu, kızı...
  • Şeref Koz: Görülüyor ki insanlar sorunlara karşı duyarlı. Katılım çok iyi....
  • anamurlu: Masaya konulan ve çözüm bekleyen ana sorun halkın sağlıkla ilgili...
  • Şeref Koz: Elektrikler kesildiğinde telefon çıkmamaları çok kötü. İşletmeler...