www.haberanamur.net te yayınlanan haber ve fotoğraflar, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.
Anamur’da aralarında bazı eski ilçe başkanlarının da bulunduğu çok sayıda MHP üyesi partilerinden istifa etti.
Partililer, ellerinde istifa dilekçeleriyle Cumhuriyet meydanında toplanarak basın açıklaması yaptılar.
Grup adına konuşan MHP eski İlçe Başkanı Erdal Bulut, şunları söyledi:
“MHP’Yİ İKTİDARA TAŞIMAK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK”
2014 yerel seçimleri arifesinde MHP Genel Merkezi’nin 15 Aralık 2013 tarihindeki görevlendirilmesiyle Anamur İlçe Başkanı olarak atandım.
Atandığımız günden bu yana parti politikasıyla örtüştüğünü düşündüğümüz sosyal, halkla daha iç içe vatandaşın sesine kulak veren adil bir yönetim oluşturma gayretinde bulunduk.
‘Küçük olsun bizim olsun’ mantığından ziyade kaybedecek tek bir vatandaşımızın bile olmadığının bilinciyle kimseyi kırmadan, ötekileştirmeden, daha geniş kesimlere hitap edebilecek politikalar üretmeye, daha birleştirici, bütünleştirici ve en önemlisi gönül alıcı bir dil kullanmaya gayret gösterdik.
Tek hedefimiz, yegane gayemiz, en büyük dileğimiz olan ülkücü cumhurbaşkanı, ülkücü başbakan, ülkücü bir hükümet ve refaha ulaşmış huzurda buluşmuş, kardeşliği yeniden ve sonsuza kadar perçinlemiş bir Türk Milleti hayaliyle görevde bulunduğumuz 2013-2016 yılları arasında bir yerel seçim, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi ve iki genel seçim olmak üzere Milliyetçi Hareket’i iktidara taşımak için var gücümüzle gayret gösterdiğimiz dönemleri hep birlikte yaşadık.
“7 HAZİRAN – 1 KASIM ARASINDA MİLLET BOMBALARLA KORKUTULDU”
2014 yılında girdiğimiz yerel seçimde Anamur’da MHP tarihinin en yüksek oyunu aldık. Yine, sonuçları hepimizin malumu olan 2014 yılında adını sanını duymadığımız, şeklini şemalını görmediğimiz birisinin adaylığı ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girdik. 7 Haziran’da 13 yıllık AKP iktidarının maddi ve manevi anlamda canından bezdirdiği, huzurunu kaçırdığı, sinir uçlarıyla oynadığı Türk Milleti ilk kez reaksiyon göstererek AK Parti’nin tek başına iktidar yetkisini elinden aldı.
Bu süreçte kimse daha ne olduğunu anlamadan, kesin sonuçlar açıklanmadan, kaybetmenin şokunu yaşayan ve MHP ile koalisyondan başka çaresi bulunmayan AKP’nin bile kendisini toparlamasına fırsat vermeden MHP Genel Merkezi’nden yapılan bir açıklamayla bütün koalisyon kapıları kapatılmıştır. 7 Haziran’da AKP’ye bir uyarıda bulunan milletimiz, sözde koalisyon görüşmeleriyle 1 Kasım seçimlerine zorlanarak, tabiri caizse ‘denize düşürülmüş’ tam anlamıyla yılana sarılmak zorunda bırakılmıştır. 7 Haziran – 1 Kasım arasında milletimiz bombalarla korkutulmuş, hendeklerle sindirilmiş, ekonomi ile beli bükülmüş ve tek çarenin AKP iktidarı olduğu algısı oluşturulmuştur. Mensubu olmaktan gurur duyduğumuz MHP, maalesef bu süreci iyi değerlendirememiş, Türk milletine aydınlık, müreffeh ve huzur dolu bir gelecek vaat edememiştir.
“KIRMIZI ÇİZGİLERİN YERİNİ SEÇİM ORTAKLIĞI ALDI”
7 Haziran seçimlerinde kırmızı çizgilerimizi öne sürerek reddettiğimiz AKP ile bugün maalesef 2019 seçimlerine ortak girilme çalışması yapılmaktadır. Üzülerek belirtiyorum ki, 7 sülalesine hesap soracaklarımız, şerefini ve mertliklerini işportaya düşürmekle itham ettiklerimiz, İmralı Canisi ile pazarlığa oturduğunu söylediğimiz, PKK ile aynı masada oturduklarına gözlerimizle şahit olduğumuz bu yapıyla ittifak planlandığına göre, bu yapının devletin bekası olarak görüldüğüne şahit oluyoruz.
Mevcut iktidarın ülkücülere yönelik tavrı, tutumu, MHP Genel Başkanı’na ettiği küfür dolu sözler ve milliyetçilere münasip gördüğü hakaretler daha dün gibi hafızalarımızda duruyor. Mevcut hükümetin Türklüğe yönelik hakaretleri yüreğimizde bir kor gibi durmaktadır. Ancak MHP Genel Merkezi’nce bunların ayaklar altına aldığı milliyetçilik unutulmuş, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakaretler ve aşağılamaların üstü kurnazlıkla kapatılmış, sömürülen dini değerlerimiz görmezden gelinmiş ve AKP hükümeti birden badem gözlü oluvermiştir.
“MHP GENEL MERKEZİ ÜLKÜCÜLERE YÜRÜYECEK YOL BIRAKMADI”
Nedeni ne olursa olsun, hangi gerekçeyle hangi amaçla bu ittifak yapılmaya çalışılırsa çalışılsın ülkücülerin bu hükümetle yürüyeceği tek adımlık bir yol yoktur. Bunların aydınlığa kapı açma ihtimalleri de yoktur. Bu zihniyetin Türklüğe ve ülkücülüğe kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Aldatılmaya ve kandırılmaya müsait bu yapının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni götüreceği tek yer dipsiz bir kuyu ve karanlık bir tünelden ibarettir. MHP Genel Merkezi, ülkücülere küfür eden, milliyetçilikle alay eden, Türk’e dair Türk’ten olan ne varsa düşman kesilen bu zümre ile ittifakı ülkücülere reva görmek niyetindedir. Dün hesap soracaklarımıza bugün ‘beyim’ dedirtmek istenmektedir.
MHP Genel Merkezi’nin uyguladığı politikalar, AKP ile ittifak düşüncesi, Türklük düşmanı bir yapı ile koalisyona niyetlenmesi akıl ve mantıkla izah edilemeyeceği gibi parti politikalarına ve Başbuğ Alparslan Türkeş’in maneviyatına aykırıdır. Başbuğ’un evladı olan bizlerin mevcut MHP yönetimi ile ülkü birliği yine MHP Genel Merkezi’nce baltalanmış, bize yürüyecek yol bırakmamıştır.
“ÜZÜLEREK VE İÇİMİZ YANARAK İSTİFA EDİYORUZ”
Bugün burada bizler, Başbuğ Alparslan Türkeş’in evlatları olarak, üzülerek ve içimiz yanarak MHP’den istifa ettiğimizi bütün kamuoyuna duyururuz. İnanıyoruz ki bu devran dönecek ve ülkücüler hak ettikleri muamele ile milletine hizmet yolunda yeni kapılar aralayacaktır. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene.
BELEDİYE BAŞKANI MEHMET TÜRE’YE ZİYARET
Bulut ve beraberindekiler, geçtiğimiz günlerde MHP’den istifa ederek İyi Parti’ye geçen Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe’yi de ziyaret ettiler. Belediye meclisi salonundaki ziyarette konuşan Başkan Türe, “Öncelikle bu grubu benimle buluşturan, beni ziyarete gelmenizi sağlayan başta en son seçilmiş MHP İlçe Başkanı Erdal Bulut Bey, daha önceki tüm MHP İlçe Başkanlarım, Kadın Kolları başkanlarım, Ocak başkanlarım, daha önce görev yapmış sendika ve vakıf başkanlarım; Allah sizden razı olsun, hoş geldiniz” dedi.
ŞEHİTLERİ ANDI, ÇİFTÇİLERE ‘GEÇMİŞ OLSUN’ DEDİ
Türe, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ben öncelikle şehitler diyarı olmuş Mersinimizin son şehidi İsmail Doğan uzman çavuşumuzu rahmetle anıyorum. Ağrı’da terörle mücadele ederken şehit düşen hemşerimizi rahmetle anıyoruz. Bu vesileyle başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu memleket için toprağa düşmüş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Birkaç gün önce Bozyazı başta olmak üzere fırtınadan ve hortumdan etkilenen çiftçilerimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz güçlüdür, çiftçinin zararında ziyanında yanında olacaktır. Yaraların sarılmasında katkıları olacaktır. Bundan dolayı da şimdiden ilgilenen devlet yetkililerine teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
“HEPİMİZ BİRER ŞEHİT, GAZİ NAMZETİYİZ”
İstiyorduk ki şehitler hiç gelmesin. Özellikle referandum sürecinden sonra şehitler gelmesin, bu ülkede barış olsun, kardeşlik olsun istiyorduk. Ama ne yazık ki her gün bir şehit haberiyle üzülüyoruz, sarsılıyoruz. Ama yılmıyoruz, yıkılmıyoruz. Bu topraklar için şehitlik ruhunu, gazilik ruhunu kaybetmediğimiz müddetçe bu ülke bölünmeyecek, bu vatan bölünmeyecek. Anamur’dan bu salondan herkese sesleniyoruz, terör destekçisi devletlere ve yurt içindeki işbirlikçilerine sesleniyoruz; şehit kanlarıyla çizilmiş Misak-ı Milli sınırlarını hiç kimse bozamayacak, parçalayamayacaktır. Bölmek, parçalamak isteyenlere karşı hepimiz birer şehit, gazi namzediyiz.
“TERÖRLE MÜCADELEYİ SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ”
Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi hepimiz ülkemizin siyasi, ekonomik, terör sorunlarına duyarlıyız. Her gün televizyon izliyoruz, gazete okuyoruz ve bilgi sahibi oluyoruz. Son günlerde ülkemiz sıkıntılı bir süreçten geçmekte. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra vatandaşımızın boynu bükük, gelecek kaygısı var. Ama ümitsiz değiliz. Bu ülke, bu millet toparlanacak. Yine fabrikalarımız işleyecek, gençlerimiz geleceğe umutla bakacak. Onun için şu anda yapılan terörle mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz. Devletimizin, silahlı kuvvetlerimizin, emniyet teşkilatımızın dişe diş kana kan verdiği mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz, arkasındayız. Ama keşke Çözüm Süreci’nde bir takım tavizler verilmeseydi de şehitlerimiz ya hiç olmasaydı ya da azalsaydı. Ama bu ülke işbirlikçileriyle beraber terörün kökünü kazıyacak inşallah.
“7 HAZİRAN’DA HÜKÜMET ORTAĞI OLMAYI ÇOK ARZU ETTİK”
Burada bazı şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum. 7 Haziran seçimlerinde mensubu olduğumuz, onur ve gurur duyduğumuz, bugüne kadar emek vermiş, alın teri dökmüş insanlarımızın çabasıyla bugün burada olduğumuz bir süreç yaşadık. Hepimiz canla başla çalıştık. Köy köy, mahalle mahalle, apartman apartman dolaştık. Ve nihayetinde mensubu olduğumuz MHP’nin 80 milletvekilliği kazanmasıyla seçimi bitirdik. MHP’nin bir belediye başkanı olarak, hükümet nimetlerinden yararlanamamış bir belediyenin başkanı olarak 7 Haziran’da hükümet ortağı olmayı çok arzu ettik. Hükümetin bir yerinde olalım ve Anamur’un hak ettiği hizmetleri iktidarın nimetleriyle buluşturalım istedik. Ama genel merkezimizin aldığı bir kararla hükümet ortağı olmadık, olamadık. Nihayetinde 1 Kasım seçimlerine doğru tekrar canla başla çalıştık ve 40 milletvekiliyle seçimi sonuçlandırdık. Bu arada PKK terör örgütünün meclisteki uzantısının 50 milletvekilliği alması bizi derinden üzdü, yaraladı.
“17’YE 10 DAKİKA KALA OLAĞANÜSTÜ KONGRE İPTAL EDİLDİ”
En son genel merkezde olağan kongrede tüzükten kaynaklanan üst kurul delegesi olarak sizleri temsilen 2 kişi Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli Bey’e oy vermiştik. Gelinen süreçte yine tüzükten kaynaklanan haklarımızı kullanmak isteyerek, altını çizerek söylüyorum; o zamanki teşkilatla, kadın kollarımızla, sendikayla, vakıfla başkan yardımcılarıyla, meclis üyeleriyle görüşerek, eski partimizin eski ilçe başkanlarının görüşlerini alarak, kamuoyu yoklaması yaparak, yüzde 85-90 civarında bir oranla üst kurul delegesi olarak 2 kişiye ‘olağanüstü kongre için imza verin’ yetkisini bize verdiniz. Hiçbir zaman sizlere danışmadan, sizlerin görüşünü almadan karar vermedik, imza atmadık. Bu konuda hem fikiriz. Demokratik bir ülkede yaşayan, demokrasiyle yönetilen bir siyasi partinin üst kurul delegeleri olarak imza verdik, olağanüstü kongre istedik. Nihayetinde yapılacak olan olağanüstü kongrede tüzüğün istediği sayının 4-5 katı imzaya ulaşılmasına rağmen olağanüstü kongre yapılmadı, yaptırılmadı. İkinci bir çalışmayla tekrar imza toplanmaya başlandı. Yine arzu edilenin çok üstünde bir imza toplanmıştı ki 15 Temmuz hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Bu hain darbe girişimi Türk Milleti’nin birlik ve beraberliğine yapılmıştır. İktidara yapılmıştır ancak en önemlisi MHP’ye gönül vermiş ülkücülere yapılmıştır bu darbe. Çünkü olağanüstü kongre talepleri yarım kalmıştır. Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli Bey’in 10 Temmuz’da ‘Devlet sözüdür, seçimli olağanüstü kongre yapılacaktır’ sözünden sonra ülkücü camia, partililer rahat bir nefes aldı. Ama 10 Temmuz saat 17.00’dan 10 dakika önce MHP’nin olağanüstü kongre kararı iptal edildi.
“DEĞİŞİM İSTEYEN KİŞİLER OLARAK YENİ PARTİYİ DESTEKLEDİK”
Olağanüstü kongre isteyen Sayın Ümit Özdağ, Sayın Koray Aydın ve Sayın Meral Akşener Hanımefendi, aldıkları ortak kararla çalışmalarına devam ettiler. Nihayetinde sürecin sonuna doğru olağanüstü kongre yapılamayacağına inandıktan sonra yeni bir parti kurmak için karar alıp yola çıktılar. Tabi ki biz de baştan beri değişim isteyen kişiler olarak yola çıktığımız insanlarla birlikte hareket ederek yeni parti kurma sürecinde kararlarını destekledik. Ve nihayetinde yeni partiyle ilgili 10 Kasım Atatürk’ümüzün ölüm yıldönümünde saat 10.00’da partimden 7 meclis üyemle birlikte istifa ederken yine bu defa resmi bir teşkilat olmasa da tüm kamuoyunun temennilerini dileklerini ve isteklerini dikkate alarak istifa ettiğimizi bildirmek istiyorum.
Anamur diğer ilçelere benzemiyor. Anamur farklı, birlik beraberlik var. Anamur’da alınan kararlar istişare ile alınıyor ve taban bizleri yönlendiriyor. Biz de yönlendirilen istikamet doğrultusunda adım atıyoruz. Herhalde bizden de beklenen buydu diye düşünüyorum. Niye diyeceksiniz, istifa ettiğimiz günden itibaren bizi tanıyan tanımayan, ülke içinden ülke dışından binlerce telefon ve mesajla bizi kutladılar. Olumsuz fikir beyan edenler de var, onlara da saygı duyuyoruz.
“25 EKİMDEN SONRA HER ŞEY İYİ OLMAYA BAŞLADI”
11 Kasımda, 11. ayın 11’inde saat 11’de İyi Parti Genel Merkezi’ne kaydımı yaptırarak, sizlerin isteği doğrultusunda İyi Parti’nin belediye başkanları arasına katıldım. Bundan üzüntü duymadım. Üzüntü duyduğum tek şey ülkücü camianın iktidar olup bu ülkeyi yönetme isteğinin yarım kalmasıdır. Ama dedik ki Türkiye’nin yeni bir partiye değil iyi bir partiye ihtiyacı var. Türkiye’nin mecliste sadece bir grup kurabilme sayısına değil, bu ülkeyi yönetecek, Türk dünyasına mesaj verecek iyi bir partiye ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz için burada olduk. Niyetlerimiz iyi, plan programlarımız iyi, inşallah geleceğimiz de iyi olacak. İyi Parti’nin kurulduğu 25 ekimden sonra herşey iyi olmaya başladı. İnsanların ümitleri yeşerdi, işadamlarımızın ümitleri çoğaldı. Her bir köşede bu ülkeyi düşünen her Türk milliyetçisinin yüreğine su serpildi. Gelecekten ümitliyiz artık.
“ÜLKÜCÜLÜĞÜMÜZDEN HİÇ BİR ŞEY KAYBETMEDİK”
Zaman zaman oy aldığı insanların, destekleyen insanların isteklerini dikkate almadan parti değiştirmek gibi küçük eleştirilerle de karşılaşıyoruz. Tam tersi, bana oy veren insanlar, partili olsun olmasın bize gönül veren insanlar bizim şu anda burada olmamızı sağladılar. Ne kaybettik? Sadece MHP’nin mensubu olmayı kaybettik. Ülkücülüğümüzden, Türk milliyetçiliğimizden, vatan sevgimizden, millet sevgimizden hiçbir şey kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz.
“BELEDİYEDE HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEYECEK”
Bunan sonra ne yapacağı? Hani seçimlerde diyorduk ya seçim ertesinde rozetimizi çıkarıp cebimize atacaktık. 2 seçimde de attık mı attık. İyi Parti’ye girdikten sonra da taktığım rozeti Karaman il sınırında bıraktım. İl sınırına gelince bu sözleri size söyleyeceğim için rozetimi çıkartıp cebime koydum ve diğer cebimdeki belediye başkanlığı rozetimi taktım.
Hiçbir şey değişmeyecek. 8 yılda uyguladığımız hizmetleri aynen uygulayacağız. Parti ayrımı, yöre ayrımı yapmayacağız. Kimseyi siyasi görüşlerine göre kategorilere ayırmayacağız. Bu belediye bütün herkesin belediyesidir. Bu belediye bir siyasi partinin belediyesi değildir. Oy veren vermeyen herkese hizmetleri eşit götürmeye devam edeceğiz. Onun için herkes rahat olsun. Personelimle yaptığım toplantıda da 8 yıldır herkesin siyasi görüşüne nasıl saygı gösterdiysem, ayrımı sadece çalışanla çalışmayan şeklinde yaptıysam bundan sonra da aynen devam edeceğini söyledim.
“MHP İLE TAKIŞMAYACAĞIZ, TARTIŞMAYACAĞIZ”
Anamur’da 8 yıl siyasi parti ayrımı yapmadan nasıl hizmet verdiysek aynı şekilde devam edecek. Ama burada MHP’ye bir torpil yapacağız. MHP ne zaman bir istekte bulunursa anında yerine getireceğiz. MHP’nin Genel Başkanıyla, yönetimiyle, üyeleriyle, oy verenlerle ve gönül verenlerle takışmayacağız, tartışmayacağız. Onlara yüreğimizi açacağız. Sokak siyaseti yapmayacağız. Kimseyi zorlamayacağız. Ama tabi ki demokrasinin gereği olarak fikirlerimizi de savunacağız. Bu günlerde kurulacak olan İyi Parti İlçe Teşkilatı, Gençlik Kolları, kendisinin belediye başkanına sonuna kadar sahip çıkacaktır, bundan eminim. Ben de ekibimle birlikte hizmetlerime devam edeceğim. Gönlümden geçen 2029’a kadar Anamur’un belediye başkanı olmaktır.
“BU PARTİ İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYACAĞIZ”
İyi Parti yeni kuruldu, organları yeni teşkil edildi. Genel Merkez yeni tutuldu, ilçeler iller yavaş yavaş atanıyor. Biz de bu parti için elimizi taşın altına koyacağız. Sadece ben değil, şu ana kadar 10 belediye başkanı MHP’den istifa ederek İyi Parti’ye geçtiler. Bunlardan çok anlamlı olanlar var. Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulduğu yer olan Söğüt’ün Belediye Başkanı şu anda İyi Parti’de, Başbuğ Alparslan Türkeş’in memleketi Kayseri’nin Pınarbaşı Belediye Başkanımız şu anda İyi Parti’de. Tabii Anamur’u göz ardı edemeyiz. Alparslan Türkeş’e ‘Başbuğ’ unvanını veren Anamur’un belediye başkanı da İyi Parti’de.
“AYRILIKÇI DEĞİLİZ”
Bizim yaşımız çok değil ama ömrünü, hayatını bu partiye vermiş, şu anda aramızda yüzde 90’ı olan eski ilçe başkanlarım, parti büyüklerim var. Onların yaşadığı duygu yoğunluğu benim yaşadığımın 100 katıdır. Peki şunu sorayım; biz ayrılıkçı mıyız, kahraman mıyız? Biz ayrılıkçı, bölücü isek Koray Aydın ayrılıkçı mıdır? Ümit Özdağ ayrılıkçı mıdır? Musavvat Dervişoğlu ayrılıkçı mıdır? Yusuf Halaçoğlu ayrılıkçı mıdır? Nuri Okutan ayrılıkçı mıdır? Tam tersi sapına kadar ülkücüler. Bunu herkes bilsin.
“BU PARTİ ÜLKEYE GÜNEŞ GİBİ DOĞACAK”
Yeni kurulan parti bir partinin devamı değil. Bir partinin küskünlerinin toplandığı yer değil. İşe yaramayan insanların toplandığı yer hiç değil. Tam tersi siyasi görüşü ne olursa olsun bu ülkeyi seven, benim yaptığım gibi insanların siyasi görüşlerini bir kenara bırakarak bu ülke için, gelecek için, gelecek nesil için omuz omuza verdiği bir siyasi partidir. Onun için bu partide ne Fetocu, ne de Apocu yoktur, barınmayacaktır. Fetocu, Apocu olarak lanse edenlere söylüyorum; varsa bildiğiniz söyleyin onları uzaklaştıralım. Ama atıyorsanız, sallıyorsanız da kul hakkı yiyorsunuz hakkımızı helal etmiyoruz. Dolayısıyla bu partinin yüzü gülecek, bu parti herkese iyi bakacak. Bu parti ülkeye güneş gibi doğacak. Bu parti kamplaşmayı, ayrışmayı, kavgayı, küskünlüğü bitirecek. Bu parti devlet memurlarının sürülmesine son verecek, çalışan insana siyasi görüşüne bakmadan sahip çıkacak. Çalışan, memleketini seven insanların ideolojisi farklı olsa da başımızın üstünde yeri var.”
TÜRE’YE TEBRİK
Konuşmasının ardından Başkan Türe’yi tebrik eden gruptakiler, hazırladıkları dilekçeleri vermek üzere İlçe Seçim Kurulu’na gittiler.